2024/03/13

Kızıl Goncalar Ve Soru İşaretleri

Dizilerle aram pek iyi sayılmaz. Geçen yıl ''Çukurova'' dizisine başlamıştım ve iyi gidiyorken, senaryodaki başrol oyuncularının ikinci, hatta üçüncü eş gibi anlamsız rol değişimleri hoşuma gitmemeye başladı ve bıraktım. 

En son Netflix'te ''Zeytin Ağacı'' adlı diziyi izlemiş, pek beğenmiştim. Uygun zamanlarımda ve dilediğim kadar bölüm izleme özgürlüğü iyi geliyor bana galiba. Tüm bölümleri üç günde ve severek izleyip bitirmiştim. 

Neyse sadete geleyim. Kızıl Goncalar adlı diziyi izleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Tamamen sosyal medyadan öğrendiğim, başta ülkenin isim yapmış profesörleri, pek çok ünlü ismin hayatında ilk kez TV dizisi izleyeceklerini söylemelerinden etkilenerek başladığım bir dizi oldu. Hatta haberdar olmadığım için 1. bölümü kaçırmıştım ve Youtube'dan izledim. 2 bölümden beri her pazartesi merakla devam ediyorum. 

Merakımdaki en büyük etken, dizinin tarikatların eleştirilmesi nedeniyle o aralıkta yayından kaldırılması idi. Bir haftalık boşluktan sonra dizinin devamı yeniden geldi ve herkes gibi ben de pazartesileri iple çekmeye başladım. Seküler yani dünyevi, modern ve çağdaş yaşam tarzı benimsemiş insanlar ile dinî yaşam tarzı benimsemiş tarikat mensubu insanların birbirleriyle olan ilişkileri dizinin ana teması. Başlangıçta gayet iyi gidiyordu her şey. Öyle iyi gidiyordu ki izlerken alkışladığım bile oluyordu.

Çok küçük yaşta evlendirilmiş tesettürlü anne Meryem, üstün zekâlı olduğu öğretmen halası tarafından fark edilen 15 yaşındaki kızının kendisi gibi küçük yaşta evlendirilmemesi, okuması için mücadele verirken oldukça büyük riskler alıyor. En büyük yardımcıları ise doktor bir çift ve fizik profesörü olan yatalak babaları. Bu yolda çok badireler atlatıyorlar. Doktor çiftin de kendi kızıyla yaşıt tek kızları var. Bu arada en baştan her yerde yazanlar oldu; ama ben yazmayayım. Bu iki kızın birbirleriyle çok güçlü bir bağlantısı olduğunu bilin yeter. 

Kısa kesip soru işaretlerine gelelim. Tarikatları eleştirdiği söylenen bu dizide öyle bir şey asla yok. Tam tersine; seküler ailenin sorunları çok daha büyük. Yaşam biçimlerinde eleştirilecek o kadar çok ''anormal '' şey var ki. Türbanlı ve hanım hanımcık bir kız olan ''dahi'' Zeynep ile yaşıt olan kızları Mira mesela. Şımarık ve itici. Üstelik sorunlu ve uyuşturucu haplar kullanan bir erkek arkadaşı var. Bunaldığı zamanlarda kız hap istiyor ondan. Ya da babasının çalışma odasına girip, çekmecelerini gizlice açarak ilaç araklıyor. Doktor anne, eşini ve kızını habersizce terk edip Almanya'ya giden, aile kavramının önemini kavrayamamış bir kadın olarak gösteriliyor. Yatalak prof dede öz kızından nefret eden ve ''Vatan haini'' diye nitelendiren çok sinirli bir adam. Bu yüzden psikiyatr oğul Levent sürekli eşi, kızı ve babası arasında kalıyor. Kendisi için her biri ayrı sorun. Onları izlerken, maneviyattan uzakta oluşları nedeniyle işlerinin ters gittiği ya da boşluğa düştükleri hissi ağır basıyor. 

Mira'nın gazeteci halası yemek yapmasını bilmeyen, gece hayatı olan biri. Aynı yaşlardaki Zeynep'in öğretmen halası ise Zeynep için hayatını feda etmiş. Özetlersek, ufak tefek sorunlar hariç tarikat mensuplarından OKB hastası Cüneyd hariç herkes olması gerektiği gibi. Amca kızı Feyza gibi kıskançlar her dizide olur zaten. Dolayısıyla tarikatçı aileler sevgi dolu ve huzur içindeler. İçlerine sonradan dahil olan Naim (Zeynep'in babası) biraz sorunlu. Hata yaptığında diz çöküp sırtını açarak karısına sopalattırıyor. Sırtı sopa izi içinde. Nasıl şeyse, adam durmadan kızdığı karısına hiç şiddet uygulamıyor; ama kendini dövdürüyor:) Küçücük kızını çıkarları için tarikata gelin verip nemalanmak istiyor. Kendisi de dul bir kadına göz koyuyor.

Babaları olacak bu Naim kadar itici biri yok zaten. Sık boğazını at bir kenara. Daha yeni öğrendim, bu rolü canlandıran Mert Turak imiş. Yani Mucize filmindeki Aziz'i başarıyla canlandıran oyuncu. Pek kızmaz oldum artık. Bu rolün hakkını da fazlasıyla vermiş çünkü. 

Yaz yaz bitmedi. Artık toparlayayım. Bu dizi tıkır tıkır 10 bölümdür devam ediyor. Tarikatçıları kızdıracak bir şey olsa devam etmezdi zaten, öyle değil mi? Nabza göre şerbet iyi gelmiş demek ki...