2024/04/26

Kuğulu Park'taki O Ağaç - 2

Ankara'da eskiden olduğu gibi Kızılay'da gezmek ya da alışveriş etmek pek mümkün değil artık. Buna bizzat şahit oldum. Bir kere son derece kalabalıktı ve insan manzaraları çok değişikti. 

Görüntü olarak en bariz özellik statü düşüklüğü, Arap kökenli insanların çoğunluğu. Görmek istediğime pişman oldum doğrusu. Atatürk Caddesi üzerinden karşı hatta geçtik hemen. 

Neyse ki Tunalı Hilmi Caddesi eskisi gibiydi. Orada biraz alışveriş ettikten sonra Kuğulu Park'ın girişi dikkatimi çekti. Tunalı Hilmi Bey'in heykeli vardı ön kısımda. İçeriyi de görme isteğiyle doldum o yüzden. Epey ileriden bakıldığında dahi Gökçek zamanının bakımsız parkından eser yoktu. Onca yıl sonra banklarda artık biraz oturup dinlenmek ve kuğuları seyretmek iyi gelecekti. 

İyi ki de öyle düşünmüşüm. Kuğulu Park'ta şahit olduğum hayatımın en ilginç anılarından birini aktarmak istiyorum şimdi buraya.

Öğrenciliğinde Jön-Türk Hareketi'nde yer alarak başladığı özgürlük mücadelesi, Kurtuluş Savaşı'nda Karadeniz'de Fransızlar'a karşı direniş hareketi örgütlemesi ve Kurtuluş Savaşı sonrası Bolu ve Zonguldak Milletvekili olarak halkın aydınlanması ve yasaların hazırlanmasında etkin rol oynayan Tunalı Hilmi Bey.

Parkın daha önceki haline hiç benzemeyip pırıl pırıl oluşu oldukça sevindiriciydi.

Parktaki leylakların açması Nisan ayı ortalarında tamamlanmıştı bile. Üzerinde marteniçkalar eksik değildi. Kırmızı etekli, kırmızı çantalı bu adamın banklarda oturanlardan para yardımı istemesi şaşırtıcıydı. 

Şimdi asıl yazmak istediğim konuya geleyim. Sol taraftaki fotoğrafları 2011 yılında çekmiştim. Sağdakileri ise bu yıl. Ağaç aynı ağaç. Derken 2011 yılında o ağaçta isimleri yazan MURAT-SEDA çifti geldi aklıma. Kendileriyle ilgili Kuğulu Park'taki O Ağaç başlıklı bir yazı yazmıştım.

Buyrun siz de görün. Ağaç gövdesi epeyce büyüyüp kalınlaşmış, ancak MURAT-SEDA çiftinin isimleri, bırakın silinip görünmez olmayı, sanki yeni yazılmış gibi çok daha net ve büyümüş bir halde yerinde duruyordu. 😵


Ne dersiniz, Murat Seda'nın ilk göz ağrısı mıydı sizce?
Ayrı ayrı şehirlerden üniversite okumaya mı gelmişlerdi?
Aşklarının tanığı bu ağacı yıllar sonra gelip görebilmişler midir?
Önünde diz çöküp ağlamışlar mıdır?
Peki ya birlikte midirler şimdi?

Bu soruların yanıtlarını oradaki kuğular biliyor bence...
Yanıbaşlarına kadar gittikleri güvercinlere fısıldıyorlar...
Güvercinler de serçelere. O ağacın gölgesinde...