Öyle bir şehirdir ki bu, efsaneleri binlerce yıldır dillerden düşmez, destanlar yazdığı muhteşem tarihini bir madalya misali boynunda taşır. Bereketli toprakları aynı zamanda bir sanata dönüşmüştür. Adı da zaten ''çanak''tan gelir Çanakkale'nin.
Akademisyen sanatçı Nilay Köksal Karaman 2022 yılındaki “Seyr-i Sefer Çanakkale” sergisinin devamı niteliğinde hazırladığı ve ''Türk Çağı Anadolu Seramiklerinden İzler'' adını verdiği yeni sergisinde muhteşem ötesi çinileriyle bu kadim kentin hikâyesini yeniden yorumlayarak dört farklı anlatımla sunuyor.
Bu yolculukta renkler sırra, motifler hafızaya dönüşürken geçmişle bugün, geleneksel ile yorum harmanlanmış.
Anadolu’nun seramik geçmişine iz bırakmak ne müthiş bir güzelliktir...
Uluslararası Seramik Festivali kapsamında düzenlenen ve 10 Mayıs 2025 tarihinde saat 17.30’da Kent Müzesi’nde açılışı gerçekleşen sergide aynı zamanda her ikisi de akademisyen olan seramik sanatçıları Nilay Köksal Karaman ve İrem Çalışıcı Pala'nın eserleri yer alıyor.
Seramiğin tarihsel ve kültürel önemine vurgu yapan sanatçılar, çalışmalarında Anadolu’nun zengin seramik mirasından esinlendiklerini ifade ederken seramiğin gerek geçmişten bugüne geçirdiği evrim gerekse çağdaş yorumlarla yeniden nasıl şekillendiğini estetik ve kültürel bir deneyim olarak sunuyor.
Sergi etkinliği aynı zamanda kentte seramik sanatına olan ilgiyi ve seramik sanatında üretim yapan sanatçıları destekleme amaçlı.
Sergi 18 Mayıs 2025 tarihine kadar ziyarete açık olacak .
Başarılarının devamı dileklerimle her iki sanatçıya da sevgi ve saygılarımla...💫👏👏
* * *
Olağanüstü bi güzellikteler her biri, uzun uzun baktım ve sanki yine enfes hikâyeler dinledim o süreçte... Çanakkale zaten özel şehirlerimin önde gelenlerindendir. Daha önce söz etmiş olabilirim belki, amcam Ziraat Bankası müdürü idi ve bir okul tatilimde gitmiş ve amcamla birlikte, onun rehberliğinde altını üstüne getirmiştim şehrin. Sonra çok istememe rağmen kısmet olmadı. Ama bir hayalim var, gerçekleşmeyi bekleyen!
YanıtlaSilEserlerin her biri inanılmaz şekilde güzel, her biri ayrı muhteşem gerçekten. İki tur döndüm hatta, bakmaya doyamadım. Bir taraftan anlatılan hikâyenin içinde kayboluyor gibiydim. Sanat tam da böyle bir şey galiba.
SilBuradan yolu geçen kim varsa bıraktığı izleri asla unutamaz. Burnunda tüter durur. Büyük bir çoğunluğu da en sonunda gelir yerleşir. Nilay hanım da öyle yapmış zaten. Bence siz buralardan 1+1 bir daire düşünün. Ailecek arada gelir gider, hiç de pişman olmaz, ''iyi ki'' der durursunuz :)