20/03/2010

El Yazısı Gerçeğimiz-Grafoloji

Gelişen çağ ve teknolojinin bizden alıp götürdüğü değerlerin başında gelen bir konu var :
''El Yazımız''

Mektup yerine maillerin, kartpostal yerine SMS' lerin kullanıldığı bu devirde klavye ya da tuşlar en büyük yardımcımız. Altlarındaki harf karakterleri nasıl da herkesin kullandığı biçimde ve tıpatıp, öyle değil mi?

Ruh yok, hareket yok, kişiye özel bir tarz yok. Tamamen teknolojik ve robotsu...

Oysa elimize bir kalem alıp kelimeleri kağıda dökerken kullandığımız harfler, oluşturduğumuz yazı tamamen kişiliğimizin aynasıdır ve kime ne yazıyorsak kendimizden bir parçaymışcasına gerçektir. O anki ruhsal durumumuzun yazıya yansıdığı ve bunu okuyanın da hissedebileceği kadar gerçek. Tüm bunların hiçbir detayda farkedilemeyeceği ve yazının klavyeyle oluşup ekrana aktığı günümüz şartlarında bu anlamda herkes bir örnek, herkes aynı. Ve bu şartlarda yazılan bir yazı, altına kimin adı yazılırsa rahatça ona ait...

Oysa el yazısı tam anlamıyla bir duygu, kişilik ve ruhsal durum göstergesi. Bir anlamda ''benliğimizin yazıdaki izdüşümü''. Harfleri yazarken kullandığımız her biçim ve kıvrım değişik bir özelliğimizi vurguluyor. Yorgunken, sinirliyken, acelemiz varken veya uykusuzken yazacağımız yazı bile duruma göre değişiklik gösteriyor.

Dolayısıyla da bu durumla ilgili ortaya çıkmış pozitif bir bilim var : GRAFOLOJİ

Diğer anlamıyla ''Yazı Bilimi''.
Herhangi bir kişiyle ilgili öğrenilmek istenen tüm noktalara açıklık getiren, el yazısına bakıldığı kişinin karakterinden sağlık durumuna kadar net verilere ulaşan bir bilim dalı...

Batı ülkelerindeki çokuluslu şirketlerin işe alımlarıyla ilgili dünyanın her yerinde başvurduğu ve kişilik analizinde
''en etkili ve güvenilir yöntem'' olarak kabul ettiği bir bilim bu. Eleman seçme ve yerleştirme süreçleri, mülakatlar, ekip kurma çalışmaları ve kariyer planlaması gibi alanlarda çok sık başvuruluyor.

Kişi sosyo-ekonomik kökeninden yaşama biçimine, hayata karşı duruşuna ve eğitimine kadar analiz edilebildiği için iş görüşmelerinde başta Fransa olmak üzere birçok ülkede % 80 gibi bir yoğunlukta kullanılıyor. Sözlü olarak sorular sormakla yetinilmeyip mutlaka yazılı bir form doldurtulan bu görüşmelerde alınan el yazıları bir uzmana inceletilip iş için gereken özellikleri taşıyan kişilere ulaşılıyor.

Hangi ülkeden olursa olsun ve hangi dilde yazarsa yazsın evrensel bir metodoloji ile kişinin kağıda yansıyan tüm özellikleri okunup bilimsel bir rapor haline getirilebiliyor.

Grafolojik analize adli tıpta, evlilikte eş seçerken, sağlık sorunlarının ortaya çıkarılması ve hatta kanserde erken teşhis gibi birçok alanda sık başvuruluyor ve son dönemlerde davranış bilimlerinde önemli bir yer tutuyor.


. . .

İşte geçen gün kitaplıkta elime geçen bir defterin bana düşündürdükleri ve ardından gelen
''el yazısı'' ile ilgili duygusal, ruhsal ve bilimsel gerçekler...

El yazınızı unutmayın ve sevgiyle kalın...


54 yorum:

  1. Uzuun bir aradan sonra bir arkadaşıma mektup yazdım geçen gün. Nasıl zor geldi, nasıl bu hale gelmişim inanamadım. Eskiden yazdığım sayfalarca mektuplar geldi aklıma ya da derslerde tuttuğum notlar. Bundan sonra daha çok kullanacağım kalemi ve kağıdı diye de söz vermiştim kendime.

    YanıtlaSil
  2. "Hiçbir şey kötü bir el yazısı kadar olumsuz izlenim bırakamaz." Acar Baltaş

    El yazısı için sağlam bir kaynak oluşturmuşsunuz. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel 1 konuya değinmişsin ;)

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Zeugma Örtmenim,
    Çok ama cok faydalı bılgıler,saol.
    Sevgılerrr

    Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
    Hiç vaktiniz yok, “fast life”, “fast food”, “fast music”, “fast love”…
    Dikte ettirilen “yükselen değerler”, “in” ler, “out” lar…
    Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
    Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, size sesleniyorum!
    Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
    Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
    İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
    Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
    Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
    Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
    Doğayı bilgisayarları na döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
    Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
    Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
    Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza ****baytlarınız mı yetmiyor?

    MÜŞFİK KENTER

    YanıtlaSil
  5. Ruh hali sürekli karmaşa durumda bir arkadaşın el yazısı son derece bozuk, aklıma ilk gelen buydu.
    Bir de titiz ve düzenli insanlar çok düzgün yazıyorlar.
    Ruh haline göre değişen yazı olayını ise ben kendimde bizzat farkediyorum.

    Çok güzel bir yazı yine.
    Teşekkürler sevgili Zeugma...

    YanıtlaSil
  6. Harika bir konu sevgili Zeugma'cığım,günlük hayatta el yazısının önemi gittikçe azalsada,ses tonumuz gibi, parmak izimiz gibi çok bize özgü, eşsiz benzersiz parçalarımızdır.El yazısıyla bir yazıya ruh verilir bence hele birde dolmakalemle yazılmışsa.( en sevdiğim kalemdir bu arada)

    "el yazımı istiyorsunuz benden
    ne yapacaksınız el yazımı, diyorum, ben bile bir şey yapmıyorum artık onu
    çocukluk hatırası kadar uzak bana elimin altındaki yazı
    el yazısı çocukluğudur insanın
    ilk öğrenmelerin izini bütün ömrüne taşır
    ilkin gözleri öksüzleşir insanın, bakışları
    zamanla kendinin olan şeylere bile yabancı gözlerle bakmaya başlar
    tanıdıkları azalır kendi hayatının
    okuldayken yazım güzeldi, zamanla çirkinleşti derler, ben de öyle
    diyorum, biliyorum izi kalır her güzelliğin geçtiği yerlerde
    özendim mi güzel yazıyorum bir tek, örneğin yeni başladığım
    defterlerin ilk satırlarıyla koşup akan satıları arasında el yazım
    ayak değiştiriyor, hız her şeyi kendine benzetiyor
    okunaksız oluyor bazen insan kendine bile
    ne de olsa yıllar geçiyor
    el yazısını geçiriyor zamana
    büyüklerimizin altın sorusuydu çocukluğumuzda
    el yazın güzel mi bakalım?
    beğenilmek arzusuyla yabancı gözlere uzattığımız defterlerde
    renkli kalemlerle kenar süsleri yaptığımız sayfalar
    el yazımızın sihirli ülkesi defterler"
    Murathan Mungan

    sevgilerimle

    YanıtlaSil
  7. Grafolojik analiz,insanoğlunu daha iyi ve daha güzel yarınlara taşıyabilmek için toplumsal işbirliği ile özgeci ve davranışlarımızdan vazgeçemeyeceğimizi bizlere hem beynimizin biyolojik yapısına hem de kültürümüze ait bilemediklerimizi yüksek sesle söyleyerek yardımcı olmaktadır.

    Sosyal ilişkilerimizi sürdürebilmek için, diğer insanların yüzlerini tanıyabilmemiz ve o yüzlerdeki ifadeleri doğru yorumlayabilmemiz şarttır.Günümüzde içinde yaşadığımız koşullar, bir bireyi tanımak için o kişinin yazısı, yüz ifadesi görünümü, jest ve mimiklerini kısa sürede değerlendirmemizin hayati öneme haiz olduğu eski koşullara göre çok değişti.Karşımızdaki bireyi tanımak ve onunla ilgili
    izlenim edinmek için daha uzun ve daha rahat zaman dilimleri içinde sözel ve metinlere dökülmüş dökümanlar kullanırız.
    Bu yüzden sevgili Zeugma bu konuyu ele almanı kutluyorum.

    Yazdığın gibi, bu bilim çok geniş kapsamlı kullanılmaya başladı.Toplumsal uzlaşma ve kültürel yapılara dayanan kriterleri -meslek, mevki,maddi durum, soy ve eğitim
    bilgileri vb.-kullanıyoruz.
    Kanser konusunu bilmiyordum,
    Paylaşımın çok önemliydi,
    teşekkürler..

    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  8. Giderek elle yazma yeteneğimizi kaybedeceğiz galiba. Önemli bir konu bu. Hadi biz neyse de çocuklara dikkat etmek gerek...

    YanıtlaSil
  9. Aslı ;
    Hepimiz aynı durumdayız sanıyorum.
    El yazısı okullarda bile pek sık kullanılmıyor. Yazılı sınavların çoğu test usulü..

    alizafersapci ;
    Acar Baltaş'ın bu sözü yazının karakter ifadesi olduğunu çok güzel doğruluyor.
    Çok teşekkür ederim..

    Antipatik Yazar ;
    Gerçekten önemli bir konu. Yavaş yavaş yitirdiğimiz neler var daha..

    ayşegül ;
    Sevgili Ayşegülüm,asıl ben teşekkür ederim.Buraya eklediğin alıntı o kadar güzel ki.
    Eldeki bayt'lar ''Duygu toplumu''olabilmek için çok yetersiz kalıyor, ne kadar doğru!
    Tekrar teşekkürler canım.

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  10. Justice ;
    Bunu ben de farkediyorum kendimde sevgili Justice.Sinirli veya yorgunken yazım değişiyor resmen.
    Bazı detayları ben de sonradan öğrendim.
    Ben teşekkür ediyorum.

    Dalgaları Aşmak ;
    El yazısını dolmakalemle yazmak.Bu benim de tercihim. Günümüzde pilot kalemler aldı onların da yerini.
    Asker mektuplarını düşünsene, içindeki hasreti, yazan kişinin oradaki varlığını. Ben kardeşim askerdeyken sırf bu yüzden her hafta el yazısıyla mektup yazardım.
    Beklemesi bile ayrı zevk derdi :)

    Murathan Mungan'dan aynı duygularla ne güzel dizeler dökülmüş.Bayıldım bu şiire.
    Çok teşekkür ediyorum canım..

    Sevgilerimle...

    JİVAGO ;
    Grafoloji ile ilgili detayların bazılarını ben de bilmiyordum.
    Bilmeyen birçok kişi tarafından ''el falı'' ya da ''medyumluk'' benzeri bir olay zannediliyormuş, fakat alakası yok tabii.
    Bu, sizin de anlattığınız şekilde kesin sonuçlar alındığı için tüm dünyada analizlerine başvurulan pozitif bir bilim.
    Kanser teşhisinde kullanıldığını ben de yeni öğrendim ve çok şaşırdım..
    Detaylı, güzel yorumunuz için ben teşekkür ediyorum..

    Sevgiler...

    aysema ;
    Uzun bir süre yazmayanların yazısı değişiyor zaten. Bu da sanırım yine içinde bulunulan ruhsal durum, çağa ve teknolojiye göre şekil alışlarla ilgili...
    Özünde eski özellikleri taşımıyor olmanın yansıması ve bunun bile yazıya aksetmesi...

    YanıtlaSil
  11. Çok haklısın hemde çok. Nerdeyse yazmayı unuttuk. Ben bot tutan bir insanım. Bir dolu defterim var. Her an elimin altında aklıma gelenleri ikk defterim aktarıyorum. Yani kalem ve kapıttan kopmadım henüz. klavyeler her nekadar kolaylık sağlasada bizlere. vefalı dostumuzu kalemimizi kağıdımızı elimizden bırakmammalıyız.

    Bu güzel konu için çok teşekkürler sevgili zeugma. Eline meğine sağlık.

    Kocaman sevgiler. :)

    YanıtlaSil
  12. Sevgili Zeugmacığım,

    Nostaljik birer kültür olarak kalan el yazısı ile yazılan o çok özel mektuplar!...vardı hayatlarımızda, ve pek çok şey gibi onlarda birer birer yok olup gitmeye başladılar. Hızla gelişen teknolojik çağ bazı şeyleri zorunlu olarak değiştirirken, insana dair çok özel olan bu geleneklerin kaybolması ise çok ne kadar üzücü!

    Ben mektup yazmayı da almayı da ne çok severdim. Hatta geçen yıl bloğumu yeni açtığımda el yazısı mektup yazmaya duyduğum özlemi belirten bir yazı yazmıştım. Ama ben hala daha az da olsa bu alışkanlığımdan kopamadığım için; gezdiğim yeni coğrafyalarda ve çok özel tarihi ve de tursitik bölgelerde, mutlaka tebrik kartları alıyor ve arkadaşlarıma arkasına el yazımla hatıra kartlar gönderiyorum...

    Diğer yandan böylesine önemli olan bir konuyu; grafoloji denilen bir bilimin varlığını da bizlerle paylaştığın için, çok teşekkürler canım...

    Kalemine ve yüreğine sağlık...

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  13. Babamın el yazısı da ,imzası da çok karizmatikti.Hep onun gibi güzel yazmak isterdim.Benimki de fena olmadı.Ama asla onun ki kadar güzel yazamadım.

    Geçen yıllara kadar iş hayatımda hep dolmakalem kullanırdım.Son zamanlarda ,fast food gibi,
    renkli stabilolar düşmez oldu elimden :((

    Yine nokta atışı yaptın kalplerimize Zeugma'cım.İşte seni okumayı bu yüzden çok seviyorum:)

    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  14. SİYAH KELEBEK ;
    Ne iyi yapıyor da not tutuyorsun sevgili kelebek.
    Klavyeler kolaylık sağlıyor, doğru. Örneğin başka türlü blog yazıp birbirimize ulaşamazdık.

    Ama sonuç her seferinde aynı:
    ''Teknolojinin getirdikleri yerine bir daha geri dönüşü olmayan götürüleri var.''

    Ben teşekkür ederim.
    Sevgilerimle :)

    Esmir ;
    Sevgili Esinciğim;
    İnsana özel gelenekler bir bir yok oluyor gerçekten.Gitgide robotlaşıyor gibiyiz her yönden.
    Gezdiğin yerlerden arkadaşlarına el yazınla kartpostallar atman harika gerçekten..

    Paylaştığın için ben teşekkür ederim canım.
    Sevgilerimle..

    İzDüŞümLeR ;
    Sevgili İzciğim,
    Baban da en az yazısı kadar karizmatikti eminim. Ve genetik özelliklerinden dolayı senin de aynen onun gibi yazıya akseden özelliklerin vardır ve güzel ruhunla ilgili detaylar kesinlikle yazından okunuyordur ;)
    Sen de bu güzel yorumunla benim kalbime nokta atışı yaptın.

    Çok teşekkür ediyorum..
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  15. Yazı yazmak, elle yazmak, bir de el yazısıyla yazmak...

    Unutmuşuz yazmayı birçok değerimizi unuttuğumuz gibi. Sayfalaca mektuplar yazardık biz dostlarımıza arkadaşlarımıza. Sevgimizi yaşadıklarımızı anlatırken, o an ki ruh halimizi duygularımızı anlatırdı harflerimiz kelimelerimiz de, onları yazış biçimlerimizle.
    Bir makinenin parçası olmuşuz şimdi, soğuk duygusuz.

    Güzel paylaşımın için teşekkürler canım.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  16. Theodoraya Her Sabah Kalimera diyerek başlardım güne,
    Kali= güzel demek
    Graphos ta şekil demek.. Yani Kaligrafi yani güzel şekiller..
    İlk blog yazmaya başladığımın günlerinin bir metniydi yazmak, el yazısı ve mektuplar. Ve Faceblog ta adreslerini istemiştim kızkardeşlerimden, posta kutularında mektupları olması için..
    Gerçek fikirlerimi yazmayacağım zira acı lar. Ama yazmak güzeldir içsel malzemenle bir dolmakalemin ucunda..
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
  17. Belki 10 yıllık bir zaman diliminde bu el yazılı mektupların anlamı bende çok büyüktü. Özellikle askerde aldığım mektuplar, unutulmazlarım arasına girmiş heyecan duygularımdır. Mektuplardaki kâğıtlara kes yapıştır uygular, kötü çizimimize rağmen resimlerle mektubumuzu şekillendirir ve mutluluk ifadeleri yerleştirmekten büyük keyif alırdık. Sonra yavaş yavaş her şey kayboldu. Kartpostallar gitti, duygular arada kaynadı. Bu konuda tek bir avantaj varsa, o da kâğıdın büyük oranda israfını önlemek olmalı. Her getirinin büyük bir ihtimalle götürüsü oluyor, bu da işin kötü yanı…
    Yazı bilimi, özellikle tarihçilerin üzerinde durduğu, geçmişi değerlendiren bir dal. Her anlamda el yazmaları antikleştikçe, değer kazanıyor. Kimbilir, belki de yakında kalem ve kâğıt ortadan kalkacak ve hepsi müzelik olacak…

    YanıtlaSil
  18. Zeugmacığım, geçen gün aklıma gelmişti ne güzel mektuplar yazardık biz; senin yazını gördüm ve yine kalbimiz birmiş Zeugma'mla dedim :)))
    Mektuplar özenle yazılır içine de mektubu özel kılacak yıldız,yaldız v.b şeyler konurdu.Sevdiğimle ayrı yaşamak zorunda kaldığımız bir zaman diliminde günlük tutar gibi mektup yazardık birbirimize. Gelen mektupları da tarih sırasına kor öyle okurdum.Çok özel gün ve zamanlardı onlar.
    Şimdi ise çek ve senet üzerinde yazılı olanları inkar edildiğinde başvurulan bri hukuki müessese geliyor aklıma yazı denilince.Öyle alıştık ki klavyeye..

    Çeşit çeşit renk ve çeşitte mektup kağıtları da yok eskisi gibi.Ya da ben mi farketmiyorum artık.

    Zeugmacığım her yazında bizlere çok hoş ve önemli şeyleri hatırlatıyorsun canım benim. Sevgiyle kucaklıyorum seni.

    YanıtlaSil
  19. klavyeden aktarmak benim için daha kolay... dediğin gibi duyguları gizlediği için belki... belki de el yazımı beğenmediğimdendir :)))

    YanıtlaSil
  20. Geçenlerde çok sevdiğim ve benim için özel bir yeri olan iki blogger arkadaşıma hediye aldım. Üzerine not düşüp göndermek çıplak ve eksik kalacakmış hissi verince bir an içimde; hemen kağıdı kalemi elime alıp kendi yazımla bir mektup yazdım alelacele de olsa... Şimdi senin yazını görünce de o güne gitti aklım. :) ve aldıklarında ki telefondan gelen o müthiş ses. :)

    YanıtlaSil
  21. Sevgili Zeugma, el yazısını yazmaya başladığım da düzgün yazamazdım. Hele çizgisiz kağıda yazmak bir zulümdü. Rahmetli babam bana cetvelle el yazısı yazmayı öğretmişti. Bir anda yazım güzelleşti harika olmuştu. Babamın sayesinde okulda arkadaşlarım ödevleri bana yazdırmak için sıraya girerdi ne güzeldi o günler. Şimdi yaz ve bilsayardan çıktı al. Bakıyorum gençlere bırakın düz yazı yazmayı türkçe kelimeleri bile düzgün yazamıyorlar maalesef.

    Beni çocukluğuma sürüklediniz teşeşşekürler sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  22. Çınar ;
    İşte bu tür şeyleri detaylı düşününce aklımız başımıza geliyor Çınarcım. Çoğu alanda hiç farketmeden makinanın parçalarından biri olup çıkmışız sahiden de.

    Teşekkürler değerli görüşlerin için..
    Sevgilerimle...

    Ali İkizkaya ;
    Ali Bey hoşgeldiniz..
    Güzel yazı, güzel şekil, güzel duygu..Ne varsa bir bir kayıp gidiyor elimizden ne yazık ki..
    Sizin bu kouda çok duyarlı olduğunuzu biliyorum.Blogunuzda o metni arayacağım.
    İçsel malzeme bir dolmakalemin ucunda can bulmuş gibidir,haklısınız..

    Çok teşekkür ederim.
    Sevgiyle...

    Hayalbemol ;
    Bu konunun özellikle askerlikte çok önemli olduğunu senin anlatımının da bir kez daha ispatladı Emre.
    Bireysel olarak ne kadar çabalasan da bazen bu tür durumlarda yalnız kalıp sen de vazgeçiyorsun. Hepimizin durumu bu.
    Kartpostaldan başka ne yazılabilir ki artık? Kim bekler onca gün postacıyı. O da zaten sadece fatura ve resmi evrak taşıyor. Yükü hafifledi :)
    Dolayısıyla ''müzelik olacak''esprin gerçeğe çok yakın.

    ÇOBAN YILDIZI ;
    Zührecim, canım, kaçtır böyle oluyor. Aynı anda veya kısa aralıklar içine aynı şeyleri yaşıyoruz seninle gerçekten.Ne hoş!
    Benim de öyle oldu.Eski bir defter ve arasından çıkan sakladığım eski kartpostallar yüzünden senin gibi bu konuya yoğunlaştım :) Gerçekten çok özel zamanlarmış değil mi?
    Çeşit çeşit mektup kağıtları vardır da biz aramıyoruz galiba. Yani bizde de suç büyük :)
    Canım, yazıyı ve konuyu beğendiğin için çok teşekkür ederim.
    Ben de sizlerin bloglarından çok şeyler öğreniyorum.

    Ve sevgiyle kucaklıyorum ben de..

    YanıtlaSil
  23. Tibet'in Annesi ;
    Klavye çok büyük kolaylık tabii, inkar etmiyorum.Yazını beğenmiyorsun belki ama güzel olmasıyla ilgisi yok Sibelcim.
    Yazının sağa/ sola yatıklığı, kelime/harf aralıkları, harflerin boyutları vb.şekilde aksediyormuş karakterimiz yazıya ;)

    Efsa ;
    Ne kadar büyük ve özel bir jest yapmışsın aslında gördün mü sevgili efsa..
    Hem sen hem karşı taraf çok heyecanlanmışsınızdır bence :) Birbirinizi hissetmek bunun adı..

    Ziyaretin ve güzel paylaşımın için çok teşekkürler..

    Evimin İncileri Belgin ;
    O güzel yazıları yazdığımız günleri özlemle hatırlıyoruz hepimiz bak.
    Bilgisayarlar yüzünden gençlerin hem yazısı bozuk hem imlası..Dolayısıyla da Türkçeleri..

    Ben teşekkür ederim..
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  24. Adsız23/3/10

    Sevgili Zeugma herzamanki gibi yerinde bir konuya deginmişsin....
    Bir çok değerlerimize verdiğimiz önem malesef azalıyor.
    Ben ilk el yazısına önemi ortaokul yıllarında türkçe öğretmenimden dolayı vermiştim... özenerek ve çok güzel yazardım zaman geçtikçe malesef bu ilgim azaldı..
    Herşeyde olduğu gibi hızlı olarak bu önemide tükettik şimdi mesleki anlamda bol bol not tutup yazmam gerekiyor.Tabi anlaşılır.Ama en hızlı ve seri şekilde arkadaşların yazımlarımzdaki ruh hali ile ilgili düşüncelerine bir yere kadar katılıyorum.O anki doğru ruh halimize göre yazımız şekil degiştirir.Ama bu demek değildir.Çok titiz ve düzenli olan kimse herzaman muntazam ve düzgün yazar anlamınada gelmez:)Günümüzde bazı kimselerde yazı yazmak yada daha güzel yazmak takıntı haline gelmiştir..........
    sevgilerimle....

    YanıtlaSil
  25. Teknoloji her zaman olduğu gibi bazı şeyleri getirirken bazı şeyleri götürüyor, unutturuyor.

    Yazınızı okumayı bitirdikten sonra gençliğim geldi aklıma. Gençler kırmızı veya pembe zarf ve kağıt arardı duygularını ona yazar ve ufak bir çocukla beğendiği sevdiği kıza yollardı.:)
    Şimdi ise mailini biliyorsan yaz yazabildiğin kadar, koy koyabildiğin kadar klavye gülücükleri, klavye mimikleri...

    Askerler için mektup çok önemliydi, eminim yok decek kadar azalmıştır.

    Benim yazım pek güzel değil, bu biraz allah vergisi diye düşünmüşümdür. Bu nasıl açıklanır bilemiyorum fakat çok eskiden bir şefim vardı çok değerli çok kibar güzel bir insandı fakat yaısı o kadar kötüydüki, o yüzden çok yavaş yazar ve her harfin üstünde oynama yapardı beğenmediği için, umarım yazısı kötü olana kötü anlamlar yüklenmiyordur sadece bu nedenle.:) Yazılardan kişilik analizleri yapıldığını biliyordum fakat hastalık tespiti yapılabildiğini ilk defa duydum şaşırdım.
    Her zaman olduğu gibi güzel bir paylaşımndı sevgili Zeugma..

    YanıtlaSil
  26. Sahi..Sevgili zeugma aslında tamda bu konunda içinde olduğu bir düşüncem vardı, az önce Duygu hanımın bloguna detaylı yazıp kendisinden fikir rica ettim, yayınladığında lütfen bir göz atıp sende fikrini paylaşırmısın, olabilir gözükürse katılır ve yaygınlaşmasında yardımcı olurmusun?

    YanıtlaSil
  27. Sevgili Duygu;
    Yazıdaki konunun ''yerinde''olduğunu söylediğin ve el yazısı yazmak gibi bir değere verilen önemin azalması konusuna katıldığın için teşekkür ederim.
    Yalnız ''Yazısı güzel olan güzel insandır'' diye bir şey yok ki? Sanırım yazının devamını okumamışsın. Hangi ruh halinde olursan ol yine de el yazını incelediğinde kişiliğine ulaşan bir bilim dalı var.Bütün dünyanın başvurduğu..
    El yazısından çıkarılacak kişilik profilinde kıstaslar çok farklı.
    Ayrıca yazısının güzel olması için çabalayan insanı yadırgamamak lazım.Zira Osmanlılar'dan beri süregelen ''Hat Sanatı'' diye bir olay var.
    Ve sonuçta ne şekilde yazmaya çabalarsa çabalasın grafolojik analizde tespitler kesinlikle şaşmıyor canım.Ve yazının güzelliğiyle ilgili değil.

    Ziyaret ve yorumun için teşekkür ederim..
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  28. insanın karekterini ele verir el yazması en son mektup u yıllar önce sevgili dalgaları aşmaktan aldım bende ona yazmıştım .şimdi nerde mektuplar yazmalar klavyeler tek tip robot gibi yazıyoruz işte sevgiler...kusura bakma köyde oluyorum genellikle fazla takip edemiyorum sevgiler...

    YanıtlaSil
  29. Sevgili Onuncu Köyün Adamı;
    Bahsettiğiniz şeyler, yani herkesin kendi el yazısıyla mektup ve kartpostal yazma olayının geçmişi on yıl bile yok. Herkes o şekildeydi ve gerçekten güzel ve heyecanlıydı.
    Teknolojinin hızıyla birlikte Fast Food tarzı bir olay haline girdi ne yazık ki. Daha neler olacak meçhul ve üzücü.
    Yazının tamamını ve yorumları okumamışsınız demek ki.Çünkü bir kez daha yineliyorum ki yazının güzel ya da çirkin olmasıyla kişiliğin ilgisi yok.
    En iyisi bunu ayrı bir yorumla kopyalayayım ben.

    YanıtlaSil
  30. GRAFOLOJİK ANALİZ NASIL YAPILIR?
    Bu analiz için yazı üzerindeki çizgi şekillerine bakmakla işe başlanır. Çizgilerin hangi yöne doğru olduğu oldukça önemlidir. Ancak sadece çizgiler net bir sonucu elbette vermeyecektir. Sadece ilk adım bu şekilde atılmalıdır. Çizgiler kendi içinde bölümler ayrılırlar kısaca şöyle anlatmak mümkündür. Yatay yönde olan düz çizgiler; Kendine güvenli, karalı, başarma potansiyeli yüksek bir yapıyı anlatır. Bu çizgilerde hiç kayma olmadan bir görünüm oluşmuşsa kişinin baskıcı, denetimci, yönetici biri olduğunu gösterir. Yazı içerisinde hafif kayma, dalgalanma var ise kişinin ruhsal anlamda daha iyiye gittiğini sergiler, Belli bir düzlem üzerinde oluşmuş dalgalı çizgiler ise; Ruhsal açıdan öz güvenini yitirmiş ancak kazanmak için yardım elinin uzanmasını bekleyen birini anlatır. Tüm yazı boyunca bu dalgalanmalar yazı içinde ağırlıklı ise kişinin aslında kabiliyetli olduğunu ve bunu sergileme isteğinden yoksunluğunu belirtir. Hiçbir şekilde dalgalanma olmayan bir yazı ise,kişinin sadece kabiliyet sahibi olduğunu gösterir. Dikey yönde olan düz çizdiler; pozitif kişilikli birini belirtir. Satırın yukarı kısmına doğru fazla çıkıntı yapan çizgiler ise;yüksek hedefleri olan birini belirtir. Aşağı yönde olan düz çizgiler;değişken bir yapıya sahip birini belirtir. Satırın aşağı kısmına doğru fazla çıkıntı yapan çizgiler; hayatta bir ideali olmayan ancak çok dikkatli yapıda kişileri gösterir. Satırlarda inişli çıkışlı çizgiler bulunması; Yukarı çıkışlar fazla ise;Yaşam enerjisi fazla ancak denetlenmeye ihtiyacı olan bir kişiyi gösterir. Aşağı inişler fazla ise;aşırı iyimserlikten sıklıkla başı ağrıyan bir kişiyi gösterir. Aşırı yukarı çıkışlı çizgiler; bunalımda olan bir kişinin kurtulma çabalarını simgeler. Aşırı aşağı çıkışlı çizgiler; tam bir felaketin eşiğinde olan kişilerdir. Paralel ancak kavisli olan yazılar; kişinin ruhsal anlamda iniş ve çıkış yaşadığını gösterir. Satırın alt kısmının sonuna kadar inen kavisler; tam bir depresyonun göstergesidir. Satırın üst kısmının sonuna kadar çıkan kavisler; ruhsal durumunun her geçen gün daha iyiye gittiğinin göstergesidir. Satırın orta kısmındaki kavisler; yani kelime içinde yapılan iniş çıkışlı kavisler ise kişinin şüpheci biri olduğunu gösterir.

    YanıtlaSil
  31. Sevgili bilge, çok istediğim halde ben de mektup, kartpostal yazamıyorum artık. bir anlamda elimiz mahkum..
    Robotlaşma bunun adı gerçekten de, duygulardan uzaklaşma..
    Bahçe işlerinde kolaylıklar dilerim..

    Teşekkür ve sevgiyle...

    YanıtlaSil
  32. Zeugma;
    Çok severim yazı yazmayı. Senelerce günlükler tuttum, yazdım, çizdim. Ancak sonra klavyeyi keşfettim. Ona da alıştım. Hatta o kadar alıştım ki, çok hızlandım, bakmadan yazar oldum. El düşünceye yetişemiyor çoğu zaman. Yazı yazacakken düşünceler öyle hızlı yol alıyor ki zihinde, el çok yavaş kalıyor, hatta çoğu zaman dil bile yavaş kalıyor beynin hızına... Bu anlamda klavyeyi el yazısına tercih ediyorum çoğu zaman. Ancak bir sevgiliye yazılacak yazının el yazısı olması gerektiğini düşünüyorum... aileye atılacak bi kartın çok değerli olacağı gibi... ama klavyenin gücünü de seviyorum, ne yalan söyleyeyim....

    YanıtlaSil
  33. Müge hoşgeldin..
    Yazdıklarını okuyunca klavyeye sempati duymaya başladım birden :)
    Keşke ben de o denli hızlı ve de bakmadan yazabilseydim. Çok özendim. Ellerin beynin hızını geçmesi ''mügemmell'' bir şey doğrusu:)

    Ve ayrıca sevgiliye yazılacak mektubun el yazısı olması gerektiği konusunda da çok haklısın. Uzaktaysa biraz bekleyecek ama olsun, değer.
    Teşekkür ederim güzel yorumun için.

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  34. El yazısı; ıslak imza gibi kişiyi ele veren, onu analiz etmemize yarayan en ince ipucu.Ancak bizim zamanlarımızdaki kadar şimdi okullarımızda elyazısına önem verilmiyor bence.68 kuşağının elyazısı kadar işlek ve sanatsal ritmik yazı şimdiki gençlerimizde eğer yoksa, nedeni bence çocuklukta yazıya önem verilmemesi.Çok önemli bir konuya değinmişsin yine teşekkürler ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  35. Sevgili sufi, birçok şey gibi bu da gelişen çağ ve teknoloji ile ilgili tabii ki.Okullarda audio visual öğretim teknikleri kullanılırken ve sınavların neredeyse tamamı test usulüyken çocuklar ne kadar sanatsal ve ritmik yazabilir ki?
    Ben teşekkür ederim sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  36. Yo yazının tamamını okudum yineden aklımdan bi an öyle geçti.:) Zira kötü yazının kötü olmakla alakası olmadığını gerçek hayattanda anlıyorum, öyle harika estetik yazısı oluyor kişinin..ama kişi bile olamıyor oysa.
    Açıklama için teşekkür ederim, sağol Zeugma..

    YanıtlaSil
  37. Adsız24/3/10

    Vücut dili,yanakların yumşak olup olmaması,gözlerin bakış şeklide
    insanı çok kolay ele verir. Kısaca yüz ifadesi..

    Eskiden hokka içinde mürekkeple
    okula giderdik.Özel yazı dersleri vardı.Şimdilerde kaldı mı ,kim bilir?

    Sevgiler
    Nazan

    YanıtlaSil
  38. Sayın yaş buyugum Zeugma örtmenım,

    Yanagı sert olan kara adamlar cok ama cok asabıdır :DDD

    Sevgılerrr

    YanıtlaSil
  39. evet haklısın kesinlikle, el yazısı tarih oluyor.. özledim mektup yazmayı ben.. ne güzeldi yazıp yazıp karalamak :)

    YanıtlaSil
  40. Sevgili Zeugmacım;

    Keşke bu yazıyı el yazın ile yazıp sayfayı tarayıcıdan buraya aktarsaydın. Süper bir görüntü olacaktı. Biz de senin bu yazıyı yazarken ki hislerini çizgilerinden, harflerin kıvrımlarından anlayacaktık. Değindiğin konu tam benim sevdiğim tipten, hatta düşüncelerine katılıyorum. Yazılarını hep zevkle okuyorum.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  41. sevgili Zeugma,
    Sağlıklı, mutlu ve keyifli hafta sonu geçirmenizi diliyorum sevgiyle kalın..

    YanıtlaSil
  42. Onuncu Köyün Adamı ;
    Aynen dediğiniz gibi durumlar mevcuttur, haklısınız. Uzman olmadığımız için tam çözemiyoruz ama :)
    Ben teşekkür ederim..

    Nazan ;
    Çok haklısınız.Yüz ifadesi çok önemlidir.Özellikle bakışlar..
    Sanırım bu konuda ben uzman sayılabilecek kadar tecrübeliyim ve hiç ıskalamıyorum Nazan Hanım..

    Hokka içinde mürekkep olayı ise çok eskilerden sanırım. Ama güzel yazı yazmanın olmazsa olmazı diye biliyorum..
    Ziyaret için çok teşekkür ederim..
    Benden de sevgiler

    ayşegül ;
    Canım Ayşegül. Bahsettiğin o kara adam sanırım yine o aile büyüğün :)

    Boşver,aslında yüreği yumuşaktır onun. Bir dene.Senin şiirinliğin karşısında dayanamayacaktır.

    Sevgiler canım..

    Aydedeye havlayan ;
    Aynen öyledir. İstesek oturup bal gibi de yazabiliriz yine ama, olmuyor işte :)

    ASLI ;
    Sevgili Aslıcığım;
    Bu söylediğinin benzeri aklımdaydı yazarken. Yani kendi el yazımın resmini çekip kullacaktım ama son anda vazgeçtim :)
    Senin söylediğin çok daha ilginç ve güzel olabilirdi, haklısın.Her konuda aynı şeyleri düşünüyoruz gerçekten de.
    Çok teşekkür ederim.Ben de senin o güzel yazılarını zevkle okuyorum.

    Sevgilerimle...

    Evimin İncileri Belgin ;
    Nazik ziyaret ve dilekleriniz için çok teşekkür ederim sevgili Belgin.
    Aynı dilekler benden size gelsin..

    Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  43. Yazından sonra yorumlarda da verdiğin bilgiler çok güzel.
    Yıllarca, hiç bıkmadan binlerce sayfa yazı yazdım, her satırı ve her harfi birbirinden ayırt etmek mümkün değildi. Sonra Bilgisayarlar girdi hayatımıza, bilgisayarlar ilk olarak iş hayatında vardı önceleri. Çok hoşuma gitmişti, işlerimiz daha kolaylaşmıştı. Bir müddet sonra mürekkebin kokusunu özler oldum, yanımda taşıdığım dolmakalemim kurumuş, öksüz kalmıştı ama yapacak bir şey yoktu.
    Şimdi artık alışveriş listesini yaparken bile zorlanıyorum. Torunumun bu yıl ilk defa öğrendiği el yazısını bile yapamıyorum. Bizden geçti diyorum ama en azından çocuklarımızın sadece oulda yazmalarla kalmaması için bir şeyler yapılması gerektini düşünüyorum.
    Konu çok güzel teşekkürler.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  44. Sevgili Nur Hanım;
    Bahsettiğiniz aşamalardan üç aşağı beş yukarı hepimiz geçtik sanıyorum.
    Özet olarak; teknolojinin getirdiği noktadan sonra geri dönüşte çok zorlanıyoruz. Bu olay,full otomatik çamaşır/ bulaşık makinalarından sonra elde yıkamaya geri dönüşte zorlanmaya benziyor azıcık da.
    Yazsak bile eskisine pek benzemiyor yazımız. Bu bile girdiğimiz son ruhsal durumun yazıdaki izdüşümü bence..

    Değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim, sevgiyle...

    YanıtlaSil
  45. Yazılan yazılar önce bir kağıda el yazısıyla taslak olarak yazılınca bu konu çözüme kavuşuyor. :))

    Ben teknolojiyi seviyorum ya. El yazısıyla yazdıklarımı kimse okuyamıyor sanatımla başbaşa kalıyorum. :)))

    YanıtlaSil
  46. Duygu hanım yorumu yayınlayıp yorumda yapmış..rica etsem sende okuyup ne düşündüğünü benimle paylaşırmısın.
    Tamda umduğum gibi önemli bazı noktalara değinmiş duygu hanım, bunu çözdükten sonra bu fikri uygulamak üzere açmak istiyorum.

    YanıtlaSil
  47. mr_lonely ;
    Merhaba Asker! Hoşgeldin :)
    Bloga yazdığın yazıları önce bir kağıda, el yazısıyla yazıyorsun sanırım. Güzelmiş o halde..
    Ve ayrıca kimsenin okuyamayacağı şekilde yazıyorsan başkalarına hiç benzemiyorsun demek ki..
    Bence olay budur :)


    Onuncu Köyün Adamı ;
    Uygulamak üzere görüşe sunduğunuz konu son derece güzel ve insani.
    Duygu'nun bloguna gidip diyaloğunuzu okudum.Onun verdiği detaylar doğrultusunda yönetimle görüşürseniz ve uygun bulunursa, yani bahsettiğiniz önemli noktaları çözüme ulaştırırsanız bu projenize katılmamak için hiçbir sebep yok, diyorum..
    Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  48. Yazı yazmak bir beceri, daha ilerisinde de bir sanattır. Sıradan, özensiz yazılmış bir yazıyı, içeriği ne kadar zengin olursa olsun okumak istemeyiz pek.
    Özellikle "bitişik el yazısı" nı öğrenip, yazmak ne kadar hoştur. Çok eskilerin majüskül yazı diyerek , istisnasız hepsinin öğrendiği bir yazı şekliydi. Şimdilerde programlara alındı ve bitişik yazı öğretiliyor. Bunu çok beğeniorum.
    Özellikle bitişik el yazısı insan karakterini en çok gösteren yazı türü.
    Güzel bir konuyu işlemişsiniz.
    Kutlarım.
    Ayrıca Siyah Kelebek'e röportajda yazdığınız yorum için teşekkür ederim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  49. Ramazan Bey, ziyaretiniz ve değerli fikirleriniz için teşekkür ederim..

    Siyah Kelebek'teki röportajınız ve yaşam hikayeniz çok etkileyiciydi..
    Kendinizi büyük bir şeffaflıkla anlatmışsınız. Okuyanlar için ders alınacak nitelikte..
    Ben teşekkür ediyorum..

    Sevgiyle kalın..

    YanıtlaSil
  50. Sevgili Zeugma,

    "Grafoloji" bilimi hakkında sayende biraz bilgi sahibi olabildim bu konuda teşekkür ederim sana.İnsanı tanımaya ve onunla ilgili bilgi toplamaya çalışan bilimlerin kullandığı bir sürü materyal ve kaynaklar var ama hala gizemliliğimizi korumaya mı çalışıyoruz acaba ne dersin :)

    E-posta ve Sms'lerin eskiden gönderilen kartpostalların,mektupların yerini aldığını ve eskiden olanların yerini dolduramayacağına bende inanıyorum..Mektuplardaki yazan insana ait olan o değerleri ,örneğin yazım şekli kullandığı kelimeler ve kendinden kattığı şeyler,parfümünden gözyaşına kadar,günümüzdeki sms veya maillerdeki smileys yani gülümsemelerin dolduracağına inanmak komik geliyor biraz..

    Sevgilerimle..
    Leon

    YanıtlaSil
  51. Sevgili Leon,
    Yorumlarda söylediğim şekilde grafoloji ile ilgili birçok detayı ben de sonradan öğrendim.
    Dediğin gibi kim bilir başka hangi yollarla kişiliğimizin detayları ortaya çıkarılabiliyor.
    Örneğin filmlerde izliyoruz.Zanlıların çöp kutularından tuvalet kağıdı vb örnekler alınarak DNA'larına ulaşılabiliyor, onun gibi..
    SMS ve maillerdeki ikonlar komik, evet..Duyguların ifade edilebilmesi için konmuş ama boşuna! Gerçeğinin yerini tutamaz:)
    Değerli yorumun için teşekkür ederim Leon..

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  52. Adsız14/1/11

    After seeing an close buddie going trough a tough moment because of a illness caused through cigarettes I made it my quest to spare as many other people as is possible from the very same experience, however shortly I realized that regardless of how great the arguments are it is very difficult to make a smoker give up smoking, not necessarily because the actual arguments aren't sufficiently good and not necessarily because the smoker is not happy to quit but merely due to the fact smoking is really a more addictive drug than heroin and cocaine (scientifically proven).

    Next , I learned there's in fact a method to stop smoking with out quitting smoking, therefore give a smoker his pleasure as well as habit yet save them from the dangerous effects of cigarette smoking.

    What I am talking about are e cigarettes. Read about all of the negative effects connected with smoking and how a [url=http://electroniccigarette0.com/]electronic cigarette[/url] can help you quite smoking or just permit you to follow your routine and obtain the kick without the harmful negative effects associated with smoking cigarettes on my web-site http://electroniccigarette0.com

    P.S. I hope this will not be erased due to having a link to my webpage as I only attempt to inform and help.

    May God bless all of you

    Chrissy M.

    YanıtlaSil
  53. Benim yazım öylesine karışık ki yabancı bir dil ile yazdığım sanılıyor bazen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu durum ruh halinin de karışık olduğunu açıklıyor..

      Sil