2010/06/24

Prensibine Sahip Çık!

Bir davranış kuralı olan ve sözlük anlamıyla karşımıza ''ilke'' olarak çıkan prensip ''herhangi bir konuda kişiye özel temel düşünce ve kanı'' demektir. Ve yaşam süresince edinilen deneyimler sonucunda bazı konularda ''bozmamak üzere'' alınmış olan kararlar bütünlüğüdür.

Karakteri güçlü kılan bir özelliktir bana göre. Çünkü kişi kendini ilgilendiren konulardaki o kararları kendi hür iradesiyle almış, sınırlarını çizip prensibini edinmiş ve uygulamaya koymuştur.

Çizdiği sınırlar nedeniyle kendi adına kısmî bir özgürlük kısıtlaması getirmiştir aynı zamanda. En çok da bu nedenle, yadırgadığım prensiplere bile ''her zaman'' saygı duymuşumdur.

Evet, itiraf etmeliyim ki; bazılarının prensipleri bana katı, yanlış, anlamsız ya da gereksiz gelebiliyor, kimi zamansa acayip... Hatta şaşkınlıktan donup kaldıklarıma da rastlamıyor değilim.

Fakat düşünürsek; prensip sahibi ya da ''ilkeli'' olmak aynı zamanda bir tutarlılık sembolüdür. Kişi koyduğu sınırlarla her ortamda huzurlu olmak, rahat etmek, belki de asgarî hata yapmak adına almıştır prensip kararını. Sonuç aleyhine olsa bile aldığı kararı uygulayacak, şartlar ne olursa olsun bozmayacaktır ve bu yüzden size ne kadar tuhaf gelse de saygı duyup kabullenmekten başka bir şey kalmayacak, hatta kendinizle ilgili bazı durumlarda ''Hmm... Sadece bana yapılmıyor,'' diye bir rahatlık gelecektir üzerinize...

Ama o kişinin sözde değil, özde prensip sahibi olması koşuluyla...

Sözün özü; ''Bu benim prensibimdir!'' deyip orada burada ahkam kesmek ve sağda solda bozarak ilerlemek değildir bunun adı. Aksi takdirde, kişiyi karşısındakine karşı üç kuruşluk değere düşüren davranış bozukluklarına, dengesizliklere ve yalanlara uydurulmuş bir kılıf ve obsesif bir bozukluktan öte geçemez...

Sahi, sizin de var mı prensipleriniz?