Doğanın o muhteşem döngüsünü ve renk cümbüşünü doyasıya yaşadığımız günlerden geçiyorken havalar iyiden iyiye serinledi ve kendini yağışlara teslim etti.
Bu mevsim, yağmurlarla bir başka güzel değil midir
sizce de? Sessiz, hüzünlü ve aynı zamanda alabildiğince romantik bir arınma ritüeline benzemez mi?
İşte bu yüzden, bugün Yalova'da hiç ara vermeden yağan yağmurun altında dolaşmak o kadar güzeldi belki de!
Gördüğüm ne varsa fotoğraflamak da bir o kadar güzel ve heyecan verici...
Yağmurlarla yıkanmakta olan bir kentin güzelliği böyle bir şey...
Belediye tarafından Yalova İskele Meydanı'na kazandırılan ve dolgu alanıyla ortaya çıkan
Belediye tarafından Yalova İskele Meydanı'na kazandırılan ve dolgu alanıyla ortaya çıkan
''1302 Osmanlı Parkı''
''1302 Osmanlı Parkı'' bünyesinde bulunan ''Osman Bey Heykeli''
Osmanlı İmparatorluğu’nun devlet vasfı kazandığı tarih olarak belirtilen 27 Temmuz 1302 tarihinin yıldönümünde,
Yalova Belediyesi tarafından İskele Meydanı'na kazandırılan
Osmanlı Parkı ve Osman Bey Anıtı, 27 Temmuz 2011 tarihinde törenle açılmış.
Merkezi Yalova'da bulunan ve 10 ülkeye ihracat yapan bir bronz döküm şirketi tarafından üretilen birbirinden güzel bu bronz heykeller hem şehrin değişik noktalarını süslüyor hem anlamlı mesajlar veriyor.
Bisiklet kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla, şehrin birkaç noktasında
kiralık bisiklet uygulaması yapılıyor.
Belediyenin ''Organik Ulaşım Projesi'' kapsamında hizmete giren ve
Cumhuriyet Meydanı’ndaki terminallere yerleştirilmiş olan “akıllı bisikletler”.
Ekim 2010'da Gazipaşa Caddesi'nin denize bakan yeşil alanı üzerinde yerini alan; TEMA Vakfı Onursal Başkanı
Hayrettin Karaca'nın heykeli
Hayrettin Karaca'nın heykeli
O, ne de olsa Toprak Dede ve yağmurlarla ıslanırken çok daha etkileyici görünüyor...
Bu heykellerin verdiği ''3 maymunu oynamak'' mesajını artık hiçbir şekilde onaylamıyorum.
Çünkü duymazlıktan, görmezlikten, bilmezlikten gelindiği, konuşulmadığı sürece kaybediliyor.
Toplumsal ve siyasi anlamda bile böyle olduğu o kadar açık ki!
Adapazarı'nda yetiştirilen ve Yalova'ya getirilip sergilenen bu balkabağının 90 kilo olduğu bilgisini aldık.
Parçalayıp tatlısını yapmaya karar verdiklerinde kocaman bir orduyu doyuracağı kesin :)
Gördüğünüz son iki fotoğrafın bulunduğu alan, son derece özel bir mekânın bulunduğu yere ait.
Herkes tarafından bilinmeyen, şaşırtıcı hikâyesi ise bir sonraki postta...
Sevgiyle...