Şu sıralar, yeryüzünde yaşanan en ilginç, en inanılmaz doğa olaylarından birinin zamanı yine. Her yıl Aralık-Ocak ayları arasında yinelenen olay, Batı Pasifik’te yer alan ve 400 kilometrekareye yakın yüzölçümüyle dünyanın en büyük mercan adası olan Kiribati’de gerçekleşiyor.
Christmas Island (Noel Adası) diye bilinen bu ada, sessiz sakin, küçük bir ada. Ancak, her yıl Kasım sonlarına doğru başlayan mucizevi bir doğa olayıyla olağanüstü bir hareketlenme yaşıyor.
Çünkü yılın büyük bir kısmını ormanda geçirmiş olan kızıl yengeçler tek bir noktadan adeta ''Git eşini bul!'' komutu almışcasına ve aynı anda ormandan okyanusa doğru üreme amaçlı bir göç hareketi başlatıyor.
Milyonlarca kırmızı yengeçin geçtiği göç yolunun üzerinde bulunan ve bir anda kızıla boyanıp adeta kırmızı bir halı ile kaplanan adada hayat ve trafik duruyor...
Yengeç neslinin devamı adına tüm adada senkron bir şekilde gerçekleşen ve her yıl aynı zaman diliminde, aşkı bulmak adına nefes nefese gerçekleşen bir maratona benzeyen bu harekete ''Aşk Göçü'' adı da veriliyor.
Kızıl yengeçlerin kıpkırmızı, devasa bir dalga halinde sahile ulaştığı aşama, gökyüzünden bakıldığında harikulade bir görüntü oluşturuyor. Maviyle kırmızının dalga dalga birbirine karıştığı bu an’ı izleyenler kelimenin tam manasıyla ''büyüleniyor''.
Bu hareket, Ay’ın aşamaları ile senkronize ilerleyen üreme amaçlı bu göç, yaklaşık 115 milyon yengeçin toplu hareketinden oluşuyor. Yumurtalar ise dişi kızıl yengeç tarafından gel-git hareketlerine göre bırakılıyor.
Adanın 340 gününü sığınarak geçirdikleri kaya kovuklarından çıkan ve eşlerini bulmak için okyanus sahillerine koşan yengeçler, nerede yaşarlarsa yaşasınlar ezbere bildikleri bu yolu buluyor, eşlerini seçiyor ve yumurtalarını okyanusa bıraktıktan sonra, doğaya karşı üstlendikleri görevi yerine getirmiş olmanın rahatlığıyla, sessizce ve hiç şaşırmadan geldikleri yoldan yaşadıkları kovuğa geri dönüyorlar...
Kızıl yengeçlerin Büyük Göçler belgeselinde de işlenen bu inanılmaz göçü sırasında adada birtakım önlemler alınıyor ve yollar kapanıyor. Örneğin çevreye kamu duyuru panoları asılıyor. Hatta yerel radyoda yengeç hareketlerinin güncellemeleri veriliyor. Buna rağmen yengeçlerin yüzde 15’i yollarda arabaların altında ezilerek hayatını kaybediyor.
Bu muhteşem görsel şenlik, şahit olunan bu eşsiz göç, doğacılar, vahşi yaşam fotoğrafçıları ve belgesel yapımcıları tarafından büyük bir fırsat olarak görülüyor ve bu tarihlerde bölgeye binlerce turist akın ediyor.
Ve tabii ki an’ı ölümsüzleştirmek isteyenler tarafından on binlerce kare fotoğraf çekiliyor.
Christmas Island (Noel Adası) diye bilinen bu ada, sessiz sakin, küçük bir ada. Ancak, her yıl Kasım sonlarına doğru başlayan mucizevi bir doğa olayıyla olağanüstü bir hareketlenme yaşıyor.
Çünkü yılın büyük bir kısmını ormanda geçirmiş olan kızıl yengeçler tek bir noktadan adeta ''Git eşini bul!'' komutu almışcasına ve aynı anda ormandan okyanusa doğru üreme amaçlı bir göç hareketi başlatıyor.
Milyonlarca kırmızı yengeçin geçtiği göç yolunun üzerinde bulunan ve bir anda kızıla boyanıp adeta kırmızı bir halı ile kaplanan adada hayat ve trafik duruyor...
Yengeç neslinin devamı adına tüm adada senkron bir şekilde gerçekleşen ve her yıl aynı zaman diliminde, aşkı bulmak adına nefes nefese gerçekleşen bir maratona benzeyen bu harekete ''Aşk Göçü'' adı da veriliyor.
Kızıl yengeçlerin kıpkırmızı, devasa bir dalga halinde sahile ulaştığı aşama, gökyüzünden bakıldığında harikulade bir görüntü oluşturuyor. Maviyle kırmızının dalga dalga birbirine karıştığı bu an’ı izleyenler kelimenin tam manasıyla ''büyüleniyor''.
Bu hareket, Ay’ın aşamaları ile senkronize ilerleyen üreme amaçlı bu göç, yaklaşık 115 milyon yengeçin toplu hareketinden oluşuyor. Yumurtalar ise dişi kızıl yengeç tarafından gel-git hareketlerine göre bırakılıyor.
Adanın 340 gününü sığınarak geçirdikleri kaya kovuklarından çıkan ve eşlerini bulmak için okyanus sahillerine koşan yengeçler, nerede yaşarlarsa yaşasınlar ezbere bildikleri bu yolu buluyor, eşlerini seçiyor ve yumurtalarını okyanusa bıraktıktan sonra, doğaya karşı üstlendikleri görevi yerine getirmiş olmanın rahatlığıyla, sessizce ve hiç şaşırmadan geldikleri yoldan yaşadıkları kovuğa geri dönüyorlar...
Kızıl yengeçlerin Büyük Göçler belgeselinde de işlenen bu inanılmaz göçü sırasında adada birtakım önlemler alınıyor ve yollar kapanıyor. Örneğin çevreye kamu duyuru panoları asılıyor. Hatta yerel radyoda yengeç hareketlerinin güncellemeleri veriliyor. Buna rağmen yengeçlerin yüzde 15’i yollarda arabaların altında ezilerek hayatını kaybediyor.
Bu muhteşem görsel şenlik, şahit olunan bu eşsiz göç, doğacılar, vahşi yaşam fotoğrafçıları ve belgesel yapımcıları tarafından büyük bir fırsat olarak görülüyor ve bu tarihlerde bölgeye binlerce turist akın ediyor.
Ve tabii ki an’ı ölümsüzleştirmek isteyenler tarafından on binlerce kare fotoğraf çekiliyor.
* * *
Gerçekten muhteşem bir olay. Yengeçlerin korkusuzca, içgüdüleriyle hareket ederek, ölümü göze alarak o yolu gidiyor olmaları müthiş!
YanıtlaSilBence de müthiş.
SilHormonları ve içgüdüleri birleşiyor ve neler oluyor. İnanılır gibi değil!
Çok ilginç ve güzel bir görüntü.
YanıtlaSilİlk görsele özellikle, ben de bayıldım.
SilTurizm ve para derdine bu canlılar yerlerinden yuvalarından oluyor.
YanıtlaSilHer ne kadar önlem alınsa da ezilenlerin oranı hiç de az değil.
SilHem de ''kızlı-erkekli'' ilerliyorlar !
YanıtlaSilKürşat Bey bu yorumunuzla önemli bir noktaya temas ettiniz.
SilBu konuyla ilgili araştırma yaparken birkaç kaynak göç eden bu yengeçlerin dişi olduklarından bahsediyordu. İyi ama erkek yengeçler neredeydi? O kadar dişi yengeç eşini aramaya gidiyorsa bir o kadar erkek yengeç olması gerekmiyor muydu? Kafam karıştı ve bu yüzden yazıda cinsiyet belirtmek istemedim.
Özetle; bence sizin dediğiniz doğru: ''Kızlı-erkekli ilerliyorlar.''
Okyanus kenarı buluşma noktaları sadece...
Esprili ve de kinayeli güzel yorumunuz sayesinde bu konuya da değinmiş oldum. Teşekkür ederim.
Harika olağan üstü bir durum bizim sahillerimizde böyle bir olay yaşansaydı yengeçlerin yarısından fazlası telef olurdu..
YanıtlaSilBizde de önlem alınmasına alınırdı; ama dinleyen pek fazla olmazdı bence de. Doğru söylediniz.
SilGöz kamaştırıcı gerçekten. İnsan bakmaya doyamıyor.
YanıtlaSilBloğunuz çok güzel. Ben de bloğuma bekliyorum. Sevgiler.
Red (kırmızı-kızıl) olmaları daha da göz alıcı yapıyor olayı gerçekten.
SilTeşekkürler. Blogunuzu çok beğendim bu arada.Sevgiler..
Ne kadar ilginç ve gösterişli bir olay bu Zeugma' cığım.. eşlerini bulmak için verdikleri çaba..ne güzel bir dayanışma, birliktelik ruhu....kesinlikle hayvanlar yol göstericimiz oldu artık.. :) Yine yeni bir bilgiyle ayrılıyorum bloğundan teşekkürler Zeugmacığım..Güzel bir hafta sonu dilerim. Sevgilerimle..
YanıtlaSilKüçücük yengeçler birleşip aynı ruhla, aynı amaçla hareket edebiliyor, aynı noktada bir araya gelebiliyorsa, insanoğlu daha âlâsını başarabilir demektir bu Esinciğim, haklısın.
SilYeter ki içgülerine göre hareket etsin, zoraki engellerle içinden gelenlere ket vurmasın, haklıyı haksızı görsün... uzar gider velhasıl :)
Ben de güzel bir hafta diliyorum. Sevgilerimle....