16/06/2015

Prefabrik Ev Güzelliği

Pazar günü akşam üzeri, prefabrik ev pazarlayan bir şirketin önünden geçerken çektim bu fotoğrafı. Telefonla çektiğim için pek net çıkmadı ama bürolarının arka tarafına tanıtım amaçlı kurdukları şu evin güzelliğine bakar mısınız?
''İşte tam da bu!'' dedim. ''Hem depreme karşı güvende olmak hem hayalleri gerçeğe dönüştürmek için ne güzel bir ev!''

Deprem demişken, ülkemizin büyük bir kesiminde hissedilen ve hepimizi derinden etkileyen, gerek şiddeti gerek kapsadığı alan itibariyle son yüzyılın en büyük depremleri arasına giren 17 Ağustos 1999 Gölcük depremini hatırlayalım mı?
17 binden fazla insanın ölümüne, 600 binden fazla insanın evsiz kalmasına neden olup 16 milyonu aşkın insana maddi-manevi acılar ve kayıplar yaşatan bu deprem yakın tarihimize damgasını vuran en önemli olaylardan biri olarak kayda geçmişti... Deprem tehlikesi yok olup gitti mi peki?

Haydi öyleyse şimdi de o günlerde deprem uzmanlarının ağzından görüş birliği halinde dökülen cümleyi hatırlayalım:
''Önümüzdeki 30 yıl içinde kesinlikle büyük bir deprem olacak!''
Aynı zamanda ''Her an, her saniye deprem olabilir!'' demek olan bu gerçekle iç içe yaşayarak söz konusu 30 yılın 15 yılını devirdik bile. Balık hafızalı bir toplum olarak deprem olgusunu çoğu zaman aklımızdan bile geçirmediğimiz ise bir diğer gerçek. Buna ''tesadüfen yaşamak'' mı denir bilmiyorum; ama ''Gölcük'' denince çok katlı binalarda yaşayan ve gecenin bir yarısı oradaki depremin şiddetiyle uyanan insanlardan biri olarak o günlerde geceyi sokakta ya da arabanın içinde geçirişimiz gelir hemen aklıma. Evlerimize giremeyişimiz...
''Keşke bir çadırımız olsaydı'' diye iç geçirmenin ''Küçücük de olsa bir barakamız olsa!'' dileğine dönüşmesi, yaşamdaki tek beklentinin özünde başımızı sokacak bir kulübeden fazla bir şey olmadığını iliklerimize kadar hissederek öğrenmemiz gelir.
Ve o günden beri ne zaman yıkık dökük bile olsa bir baraka ya da kulübe görsem sahip olmak için istemsiz biçimde içim gider.

Artık hayallerimi fotoğraftaki gibi bir prefabrik ev süslüyor. Her türlü konfor ve rahatlığı barındıran bu evler fiyat olarak da çok uygun üstelik. Dilerseniz bir daire fiyatından çok daha ucuza çift katlı bir villaya bile sahip olabiliyorsunuz. Konteyner yaşam tarzı arayanlar için de ideal. Diyelim ki kafa dinlemek, belki de sebze meyve yetiştirmek ya da kendi tavuklarınızı büyütmek üzere (free lunch) sessiz sakin bir köyde satın aldığınız arsaya kurdurdunuz ve üç beş yıl sonra sıkıldınız. Söktürüp dilediğiniz başka bir köye, yaylaya hatta küçük bir sahil kasabasına kurdurabilme gibi bir imkâna da sahip olmak gerçekten müthiş!