''İncir Reçeli'' diye film olur da ''Yeşil İncir Reçeli'' diye yazı olmaz mı, olur. Dün hafta sonu diye kafa dağıtmak adına dağ, bayır dolaştık biraz. Doğanın kuş cıvıltıları eşliğindeki yemyeşil haline ''Kışın yaşadığımız dondurucu günler daha dün gibi.'' ''İlkbahar ne çabuk bitti,'' muhabbetleri karıştı ve geçen zamanın her saniyesini hissetmek, heba etmemek gerektiğini düşündürdü bize. Yılların çok hızlı akıp gittiğini...
Neyse, içimize çektiğimiz bol oksijen ister istemez iyi geldi bünyeye. Ve doğayla başbaşayız diye sonbaharda ufak ufak başlamaya karar verip de bir türlü sonunu getiremediğim
Foraging olayı düştü aklıma...
Bu mevsim en çok ceviz ve incir ağaçları dikkati çekiyor. Her ikisi de doğada kendiliğinden çıkmış ağaçların başında geliyor. Artık toprağa düşüp de büyümesine kargalar mı vesile oldu bilinmez; ama sahipsiz o kadar çok incir ve ceviz ağacı vardı ki etrafta. Meyveleri henüz olgunlaşmamış olsa da yemyeşil ve minicik halleriyle reçel yapıldıklarını bildiğimden ve de ben bu reçeli çok sevdiğimden, biraz incir topladım (Bu arada olgunlaşmamış cevizin kabuğuyla birlikte reçel yapıldığını da biliyorum. Bir dahaki sefere onu da denemeyi umuyorum). Yapmalıyım, çünkü insan boş zamanlarında mutfağa girip rutin dışı bir şeylerle uğraştığında terapi yerine geçiyor.
Haydi şimdi bol fotoğraflı kısımlara gelelim. Eee, çoğu zaman fotoğraf çekmek de iyi geliyor insana...
Günün sürprizi, doğada kendiliğinden büyümüş bir kiraz ağacına rastlamaktı.
Taneleri minicik; ama tadı harikaydı.
Portakal kabuğu reçeli ne alâka diyecek olursanız, portakallar geçen hafta pazarda
''Alanya Yaz Portakalı'' etiketiyle satılıyordu. Alanya’ya gitmiş ve Ağustos ayında üzerinde taptaze portakallar olan
ağaçları bizzat görüp şaşırmış biri olarak kaçırmak istemeyip almıştım.
Yemyeşil olsun diye göztaşı kullanmak bana göre değil.
Bu incirler koyu bir şerbetle kaynatıldığında kestane şekerinden kat kat daha lezzetli oluyor.
Koyu olmayan bir şerbetle kaynatıldığında ortaya çıkan renk farkı
Portakal kabuğu reçeli, incir reçelinin yapılışıyla neredeyse aynı olunca ikisi aynı günde olup bitti mecburen. İkisi de kaynar suda 5-10 dakika haşlanıp acı suyu çıkarıldıktan sonra şerbete atılıyorlar. Ortak özellikleri sadece bu değil. Her ikisi de dünyanın en mis kokulu, en leziz reçeli bana göre. Özellikle incir reçeli kaynıyorken etrafa yayılan kokunun güzelliği inanılır gibi değil. Evde yapılmış bir reçelin rengi, tadı ve kokusunun market reyonlarına dizilmiş olanlara beş bastığını söylememe bilmem gerek var mı? Denemenizi şiddetle öneriyorum.
Geçen seçimler öncesi de tatlı bir şeyler yapmak gelmişti aklıma, tesadüfe bakın.
Sonuçların şeker tadında olmasını dilemiştim hatta.
Umarım bu kez öyle olur. Tek umudum ve dileğim budur!
Neyse, içimize çektiğimiz bol oksijen ister istemez iyi geldi bünyeye. Ve doğayla başbaşayız diye sonbaharda ufak ufak başlamaya karar verip de bir türlü sonunu getiremediğim
Foraging olayı düştü aklıma...
Bu mevsim en çok ceviz ve incir ağaçları dikkati çekiyor. Her ikisi de doğada kendiliğinden çıkmış ağaçların başında geliyor. Artık toprağa düşüp de büyümesine kargalar mı vesile oldu bilinmez; ama sahipsiz o kadar çok incir ve ceviz ağacı vardı ki etrafta. Meyveleri henüz olgunlaşmamış olsa da yemyeşil ve minicik halleriyle reçel yapıldıklarını bildiğimden ve de ben bu reçeli çok sevdiğimden, biraz incir topladım (Bu arada olgunlaşmamış cevizin kabuğuyla birlikte reçel yapıldığını da biliyorum. Bir dahaki sefere onu da denemeyi umuyorum). Yapmalıyım, çünkü insan boş zamanlarında mutfağa girip rutin dışı bir şeylerle uğraştığında terapi yerine geçiyor.
Taneleri minicik; ama tadı harikaydı.
''Alanya Yaz Portakalı'' etiketiyle satılıyordu. Alanya’ya gitmiş ve Ağustos ayında üzerinde taptaze portakallar olan
ağaçları bizzat görüp şaşırmış biri olarak kaçırmak istemeyip almıştım.
Bu incirler koyu bir şerbetle kaynatıldığında kestane şekerinden kat kat daha lezzetli oluyor.
Koyu olmayan bir şerbetle kaynatıldığında ortaya çıkan renk farkı
Portakal kabuğu reçeli, incir reçelinin yapılışıyla neredeyse aynı olunca ikisi aynı günde olup bitti mecburen. İkisi de kaynar suda 5-10 dakika haşlanıp acı suyu çıkarıldıktan sonra şerbete atılıyorlar. Ortak özellikleri sadece bu değil. Her ikisi de dünyanın en mis kokulu, en leziz reçeli bana göre. Özellikle incir reçeli kaynıyorken etrafa yayılan kokunun güzelliği inanılır gibi değil. Evde yapılmış bir reçelin rengi, tadı ve kokusunun market reyonlarına dizilmiş olanlara beş bastığını söylememe bilmem gerek var mı? Denemenizi şiddetle öneriyorum.
Geçen seçimler öncesi de tatlı bir şeyler yapmak gelmişti aklıma, tesadüfe bakın.
Sonuçların şeker tadında olmasını dilemiştim hatta.
Umarım bu kez öyle olur. Tek umudum ve dileğim budur!
Cinsi washington portakal, burada (Alanya) yaz aylarında yetişiyor. Bu sayede oğluma yaz kış taze portakal suyu içirebiliyorum.
YanıtlaSilHam incir reçelini de çok severim, olgunlaşmadan pat pat dökülüyor bazı incirler, ağaç altından toplayıp reçel yaparız biz de.
O portakalları yaz ayında dalında gördüğüme birçok kişiyi inandırmam zor oldu Burcu. Hoş, kendim de gözümle görmesem zor inanırdım.
SilHam incirler dalından dökülmemişti maalesef. Ağacın alt dallarından yarım kilo kadar topladım. Her ne kadar sahipsiz bir ağaç olsa da daha fazla toplamaya gönlüm elvermedi.
Ellerine sağlık Zeugmacığım, incir ve portakal reçellerin harika görülüyorlar.. her ikisi de sevdiklerimden..hele bir de incirleri kendi ellerinle dalından toplamış olman harika olmuş..buralarda yeşil incir bulabilmem biraz güç...ama gençlik yıllarımda baba ocağında yaşarken evimizin etrafı incirlik doluydu..annem yeşil incirden reçeller yapardı..Bir an o günleri anımsadım..
YanıtlaSilVe seçimlerin ardından, uzaktan kumanda ile yönetilen bir ülkede! önemli bir kırılma yaşanmıştır!
Sistem hangi rolü vermiş ise o doğrultuda şekilleniyor her şey. Yaşadıklarımızı partiler üstünden bakarak analiz etmeye çalışırsak eğer.. hangi güçlerin emellerine ulaşmak anlamında...ve ne kadar yol katettiklerini görebilmemiz çok daha önemlidir. Bu sonuçları bu açıdan değerlendirebilmemiz gerekir. Bundan sonra neler olacağını hep birlikte göreceğiz..Yani daha çokkk başımız ağrıyacak, daha çokkk mücadele etmemiz gerekecek. Daha çokkkk karışacağız bu belli!.. Bakalım;) bizi ancak bir devrim kurtaracaktır ... en iyisi şimdi yaptığın şu harika tatlıları yemek olacaktır :)) iyi ki 'güzel günler göreceğiz çocuklar'rrrr diye bir şarkımız var bizim :)))) Güzel bir hafta dilerim Zeugmacığım,
Sevgilerimle..
Benimkisi hem kafa dağıtmak hem de evde bulunsun diye bu işe soyunmaktı Esinciğim. Olayın seni baba ocağındaki günlere taşıması ne hoş. Annen kışın yemek üzere bol miktarda yapıyordu, kesin. Bense küçük birer kavanoz yaptım, sembolik. Artık bu mis kokulu güzelleri yemelere kıyamam:)
SilSeçim sonuçlarına gelince. Hepimizin bildiği gibi, mecburen böyle olması gerekiyordu ve oldu. Başka türlü kurtuluş yoktu. İstenen bu değildi, ancak aksi olduğu takdirde kapkara ve de korkunç anaforlar içinde kaybolup gidecektik. Şimdi seçenekler oluştu en azından. Umarım en kısa zamanda bizi aydınlıklara taşıyacak çözümler üretilir.
Güzel ve keşif dolu bir hafta sonu seninle olsun Esinciğim.
Sevgilerimle...
hmmm Pekte severim incir reçelini daha önce hiç cesaret etmemiştim yapmaya... Denesem mi diye düşündüm görünce..
YanıtlaSilTrakya tarafında kaynatıp acı suyunu atmak yerine 1 gece kireç suyunda bekletirler.. Hem daha kıtır kıtır olsun hemde acısını alsın diye..
Ellerine sağlık canım
Seviyorsan bence en kısa zamanda denemelisin. Diğer reçellerden daha kolay, inan. Olay; her ikisini de (ham incir-portakal kabuğu) bir tencere kaynamış suya atıp 10 dk fokurdatarak haşlamak, sonra delikli bir kepçeyle çıkarıp soğuk suya atmak. İncirleri soğuk sudan sıkarak yani acısını iyice atarak çıkarmak esas. Sonra şerbetin içinde kaynarken dolgunlaşıyor. İnternette ölçüsü verilmiş epey tarif var.
SilKireç suyunda bekletilerek yapılmış meyvenin reçeli şahane olur elbet. Daha çok şekerlemeyi andırır. Ancak epey meşakkatli bir yöntem. Benim yaptığım çok pratik geldi bana. Ve süper ötesi leziz oldu. Tavsiye ederim canım. Sevgiyle...