Çok katlı binalarda yaşayıp da balkonlardan halı-kilim silkelemeyi en doğal hak olarak görenlerden muzdarip insanlara bir duyuru niteliğinde olacak bu yazı. Cezası olduğunu gözleriyle görsün, derdine derman bulsun diye. Halı-kilim silkelemek mi dedim?! Çok pardon. Eline koca bir sopa alıp güm güm halı dövmek desem daha yerinde olacak. Hatta bu iş için metalden yapılmış özel halı dövme aletleriyle halı dövmek...
Balkonuna evindeki tüm halıları çıkarıp saatlerce halı dövüp çıkardığı gürültü, etrafa saçtığı tozlarla ortalığı pisliğe ve mikroba boyayan duyarsız benciller. Şu yandaki kadından zerre farkınız yok, biliyorsunuz değil mi? Aaaa!! Ne kadar da benziyor sahi. Yoksa siz misiniz oradaki, ne dersiniz?
Bakın, ben size geçen bayram bizim sokakta 10 daireli lüks bir apartmanda meydana gelen olayı kısaca aktarayım. En üst katta yaşayan Bayan Diktatör bu evin arsasının sahibiymiş önceden. Müteahhitle anlaşmış, arsa karşılığı çatı dublekslerden biri ve zemin kat daire onun olmuş. Olmuş ama kadın zannediyor ki tüm dairelerin, bahçenin, herkesin sahibi kendisi. O ne derse olacak. Bahçenin yan taraflarına sebze ekiyor mesela. Ön kısmı çiçek ekmek için zor kurtarmışlar. Yan taraflara ektiği sebzeleri çapalamak ve sulamak için başına dikilip emirler vere vere birinci kattaki kiracısını kullanıyor. Ara sıra kendisi de suluyor sebzelerini. Bilin bakalım nereden? Dünyada bilemezsiniz! Altıncı kattan, hortum tutarak suluyor. Sular en alta ininceye kadar rüzgârın etkisiyle savrularak milletin yeni silinmiş camlarına doğru, kireç lekesi bıraka bıraka akıyor! Olsun, en azından su. Uyarmak kimin ne haddine? Gürlüyormuş sonra. Arsa onun tabii.
Sağlık sektöründen emekli, 75 yaşında, iri kıyım bir kadın bu. Vurdu mu oturtan cinsten derler ya. Aynen öyle. Gözlüklü, asabi suratlı. ''Kim bilir zamanında hastalara da neler çektirdi'' diyorlar. Farkettiğiniz üzere ben de sinirleniyorum kadına. Aynı binada oturmadığım halde, zararı bana da ulaşıyor. Sabah 5-6 gibi erkenden uyanıp TV'nin sesini sonuna kadar açarak taa nereden beni bile uyandırıyor. Neymiş, kulakları az duyuyormuş. ''Kapınızı, pencerenizi örtecek, duymayacaksınız'' diyormuş uyaranlara. Alt katında oturan aile dairesini satıp da kurtulmuş bundan. Yeni gelenle de anında papaz olmuş. Daha neler. ''Bayan Diktatör'' adını ben koydum, itiraf edeyim. Kadının hayatı metazori yahu. Yuh!
Corona yüzünden rahatsızlığı zirve yapan insanlar toplanıp bir araştırma yapıyorlar ki, halı dövme acayipliği kanunen yasak hale geleli epeyce olmuş. Rahatsız olanlardan biri en sonunda kadına diyor ki: ''Seni halı döverken kameraya çeker, şikayet ederim.'' ''Edemezsin, ederim...'' derken bir araştırıyorlar, bu işi yapanlar için hem hapis hem para cezası kanunlarda yerini çoktan almış. Kurtuldu sokağımız halı dövenlerin seslerinden, pisliklerinden. Mis gibi pazartesilere uyanmak artık öyle güzel ki...
Genlerinin derinliklerinde kalmış göçebe kültürünün kalıntılarını taşıyan, toplu yaşam alanlarında halı dövmekte ısrarcı olanlar! İş fena! Bence bir an önce siz de toparlanıp kendinize gelin. Bırakın elinizden o sopaları!