12/12/2020

Aşıdan, Parktan, Pazardan

Geldi yine kısıtlamalı bir hafta sonu daha. İki gün evden çıkmak yasak. İki günle ne olacaksa artık. Hemen söyleyeyim: Risk katmerlenecek 

Bu iki günlük yasağın başında ve bitiminde neler oluyor gözlemlediniz mi hiç? Tabii ki olağan dışı kalabalıklar oluşuyor her yerde. Dolayısıyla tedbir olarak uygulamaya konan kısıtlanmış o iki gün, normalden çok daha fazla risk altına sokuyor insanları. Periyodik olarak cuma günleri günlük süt almaya gittiğim küçücük markette bile ilk defa süt sırası vardı. Gittiğime bin pişman oldum. Hadi temel ihtiyaçlarınızı anlarım da, süt ne ya? İki günde ölmezsiniz süt stoğunuz olmazsa. Neden son güne, son dakikalara bırakıyorsunuz her işinizi? İhtiyacınız kadarını önceden almayı öğrenin lütfen. 

Ben çok mu meraklıydım martta fazladan aldığım bakliyat ürünleriyle idare etmeye, yorgun argın ekmek yapıp durmaya? Pandemi boyunca bir gün olsun tek bir kafeterya ya da çay bahçesine oturmadım. Hiçbir yerde hazır yemek yemedim. Ne evime tek bir misafir kabul ettim ne de kendim gittim. Hepsini ama hepsini tüm hevesimle pandemi sonrasına saklıyorum ve benim gibi yapan sayısız insan var, biliyorum. Aylardır evinden dışarı hiç çıkmamış olanlar da azımsanmayacak sayıda. Ancak, aşı karşıtları başta olmak üzere tüm bu fedakârlıkları ve kısıtlamaları tek hamlede ''ham yapacak'' sayısız insan türevi de var. Bakalım kısıtlanmış ve etkisiz 2 gün neyi başaracak? Birlikte göreceğiz.

Çarşamba gecesi CNNTürk'teki ''Tarafsız Bölge'' adlı programının konusu aşı idi. Öyle kaptırdım ki kendimi, yatmaya gittiğimde saat sabah 3'e geliyordu ve program henüz bitmemişti. Aklıma gelen tüm soruların sorulup yanıt alınması heyecan vericiydi. Pandeminin saygın hocalarından Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara onca saat sabırla açıklamalarda bulundu. Sorulardan biri; ''İnsanların aşı olmama, maske-mesafe gibi önlemlere devam etme gibi bir hakları var mı?'' Cevap: Var; ama HES kodun sayesinde gittiğin her yerde durumun ortaya çıkar ve sıkıntı yaşarsın.
Bu arada, aklıma hiç gelmemiş sorular da soruldu. Bir tanesi şuydu: ''Ülkeler neden onca süre aşı bekliyor? İçeriği açıklansa da her ülke bu aşıyı kendisi üretse, pandemi kısa bir sürede son bulsa olmaz mı?'' Bu sorunun yanıtı olumsuzdu. Hiçbir ülke hiçbir aşıyı üretip uygulayamıyor maalesef. Neyse efendim; Ateş Hoca'nın şu cümlesiyle bitireyim konuyu: ''Bir aksilik çıkmazsa temmuz ayında maskeleri çıkaracağız.'' 

 Kulağa ne hoş geliyor, ne hoş!  Ah bir de 14, hatta 28 gün sokağa çıkma yasağı uygulayabilsek. Bunu bir gerçekleştirebilsek. 🙏

 Kurumuş otların arasında boy gösteren bembeyaz çiçekler umudu tazeliyor sanki. İsmi ''tarla sarmaşığı'' ama muhteşem.

Adeta şenlik varmışcasına, doğal taklar kurulmuş sonbaharın sonunda...

Ağaçlar hep birlikte selama durmuş...

Sonbaharı da uğurladık ya, kimsesiz sokaklardan, parklardan, sessizce...

Hüzün mevsimi diye boşuna dememişler.  Neredeyse şiir yazacak insan...

Parktaki bankın ardında saklambaç oynamak isteyen bir şekerleme var neyse...😵♥

 Parktan dönüşte Sağlıklı Yaşam Merkezindeki parkura da uğramalı...

En az beş tur atmalı kimseler yokken...

Meyve almalı yine pazara gidip bol bol...

 Son iki yıldır hastası olduğum elmanın adını yazmışlar sonunda: Pink Lady

Yok böyle bir lezzet. Hem de doğal ortamda yetiştirilmiş. Bulduğunuzda kaçırmayın. Pazarda fiyatların son derece uygun olduğunu söylememe gerek yok tabii.

 Hurmanın her türlüsü vardı pazarda

Ama ben Trabzon hurması müptelasıyım ve tam da olgunlaştıkları günler...

Elimin içine üç tanesi sığabilen mini türü de çok güzel

 Şu güzelliğe bakın. Günde en az 3 tane yiyorum maalesef. 😨

Diğer turuncular da gelsin... 
Böyle bir kasımpatı var mı yoksa sapları ikiye kesilip yarısı renkli suyun içindeyken mi oluşuyor?

Uykucu turunculara bakın siz. Birazcık daha baksaydım yanlarına kıvrılıp uyuyabilirdim...😍

 Sarmaşıklara son turuncu yaprakları da armağan edip ''Elveda'' dedi sonbahar...

Sağlıkla, huzurla, sevgiyle...