2023/05/18

Seçimlerde İkinci Tura Doğru

Bir önceki yazıda 14 Mayıs Pazar günü öğleye doğru oyumu kullandıktan sonra günümün nasıl geçtiğini anlatan bol fotoğraflı bir yazı hazırladığımdan, içimdeki bariz mutlulukla turladığım şehirden, özellikle kordondan ''gezelim görelim'' kıvamında bir yazı çıkardığımdan bahsetmiştim. İşte bu yazı, o yazı.

Lakin içimdeki bariz mutluluk törpülendi ister istemez. Sebebi malum. Hiçbirimizin aklına gelmeyecek neler neler öğrendik yine. İnsani değerlerden yoksun olmak başka bir şeye benzemez, huylu huyundan vazgeçmez.

Ancak yılmak yok. Şimdi çok daha büyük bir bilinçle ve istekle 28 Mayıs'ı beklemek, dolayısıyla gereğini layıkıyla yerine getirmek hepimizin boynunun borcu. Karanlığın içinde renkleri tartışmak o kadar anlamsız ki. El ele verip baharı ve güneşi gördüğümüzde her birimiz sevdiği renk ne ise onu seçecek elbette. Ama önceliğimiz karanlıktan çıkmak. 

O nedenle, geleceğimize ait en güzel umutlarımızı barındıran tertemiz, bembeyaz bir çiçek konduruyorum sayfanın başına. Biz bunu çok uzun bir zamandan beri hak etmiş bir milletiz. Umuyorum ki ikinci turda olması gereken gerçekleşecek bu kez.

Seçim günü, Mart 2019'da içinde yolcu ve mürettebatıyla birlikte motorundaki arıza ve kötü hava koşulları nedeniyle karaya doğru sürüklenip acil durum sinyali vermiş ve kayalıklara çarpmak üzereyken yolcuları helikopterlerle tahliye edilmiş olan Viking Sky yolcu gemisi gelmişti kentimize bu kez. Viking Star'ın kardeşlerinden biri.

Yolcuların tamamı yaşlılardan oluşuyordu. Ortadaki hanım Türk tercüman bu arada. Daha önce bahsettiğim bastonlar da bu şekilde kullanımda ya da çantada beklemede oluyor. Bizim yaşlılarımızdan böyle tam tekmil turlara katılabilenler var mıdır sahi? Hoş, artık gençler için bile pek mümkün görünmüyor.

Sağdaki iskele Nusret Mayın Gemisi'nin bulunduğu daimi nokta. Fakat kendisi yok. Şehir şehir gezerek halkın ziyaretine açılma döneminde. Blogu okuyanlar boğazdan geçen gemileri durup izlemeyi çok sevdiğimi bilir. Sevdiğim bir şey daha var. Onu da ekleyeyim. Gemi manevra yapıp kıç tarafını tamamen döndüğünde oluşan kareküp şeklindeki görüntüsü. Ba-yı-lı-yo-rum. Havanın açık olduğu bir gün tam bu noktadan böyle bir gemiyi Nusret'le yan yana çekmekse en büyük hayalim.

Seçimden birkaç gün önce aynı yolda böyle sürpriz bir şekilde, şaşırtıcı bir grupla karşılaşmıştım. Troyalı kadınlar ve erkekler...

Bir an hayal görüyorum zannettim. İnternete girip tiyatro gösterisi falan mı var diye ufak bir araştırma yaptım; ama bulamadım. Neyse, öyle bakıştık, selamlaştık. En öndeki kral ile karısı galiba. Kral boynundaki kolyeyi gösteriyor bu arada:)

İskeledeki bu enteresan görüntüler epeyce kişi tarafından fotoğraflandı elbette.


14 Mayıs'ta hava parçalı bulutluydu. Çay bahçelerinde servis yoktu, fakat masa ve sandalyelere oturulabiliyordu. Her yaştan insan oltasını alıp balık tutmaya gelmişti. Yan masaya oturan bir anne ile 12 yaşlarındaki kızının evcil hayvanı sırt çantasıyla taşınan bir tavşandı. Çantanın içindeki havuç ve marullarla hayvan gayet memnun görünüyordu. Yavruyken almışlar. Sekiz yıldır birliktelermiş. Bir yaşıma daha girdim. Bir zamanlar biz de evde tavşan besleme işine soyunmuş, fakat iki günde vazgeçmiştik. Bir plastik kaba yuva yapmıştık. Kendi ağırlığının en az üç misli yiyecek yiyen ve doymayan tavşanımız sebzelerin üzerine de günde en az 10 kez çiş yapıyor, kendini de ıslatıyor ve silkelenip etrafı mahvediyordu. Temizlemeye yetişemiyorduk. Çok sevimliydi; ancak asla evin içinde beslenecek bir hayvan değildi. Ama bu tavşan öyle değilmiş. Yavruyken eğitmişler, çok rahat büyümüş. Biz nerede yanlış yapmıştık acaba? Halen çözemedim.

İskele balıkçılarının yanlarından hiç eksik olmayan yoldaşları. Bu minnoşlardan hiçbirinin bir kere olsun patisini uzatıp da kendiliğinden balık aldığını göremezsiniz. Ancak balıkçı abileri verirse kabul eder, afiyetle de yerler. Ne kadar ilginç değil mi?

Yürüyüş esnasında rastladığım ağaçlardan mevsimi gelen filbahrilerin (botanikçilerimizin şu çiçeğe koyduğu isme bakın) bir adı da limon çiçeği imiş. Diğerleri de portakal ve mandalina çiçeklerindeki son durum. Soldaki portakal çiçeği. Mandalina çiçeğine çok benziyor, ancak öyle güzel bir kokusu var ki inanamazsınız. Başından ayrılamadım.

Yine yürüyüş esnasındaki yeşil alanlardan, parklardan bahçelerden papatyalar ve nadiren görülen mor salkımlı akasyalar. Morun hakimiyeti gitgide yoğunlaşıyor.

Narin gelincikleri ne zaman görsem içime bir sevinç dolar. Diğeri de at kestanesi ağacının insana şaşkınlık veren salkım halindeki güzeller güzeli çiçeği.

Seçim tarihinin belirlenmesinden sonra TV programlarını izlerken stres atma amaçlı motiflere yenilerini eklemiştim. Ördüğüm 22 adet rengârenk motif birleştiğinde böyle bir çanta daha çıktı ortaya. Fakat belki de birleşim yerlerini söküp aynı motifleri dümdüz bir çantaya dönüştürürüm. Henüz netleşmedi kararım.

Şimdi de biraz tebessüm 
Bu beyler Kelluminati grubunun üyeleri mi acaba? Şaşırmayın, var öyle bir grup Twitter'da 👉 @Kelluminati2 Üstelik üyeleri çok klas isimler. Sayfanın başında da ''Kim olursan ol kel'' cümlesi var:) Üye olmak isteyenlere duyurulur. Ben ailemizin şartları uyanlarına duyurma niyetindeyim şahsen.

En güzel, en aydınlık günlerin umuduyla,
Kalın sevgiyle ve sağlıcakla...