2023/05/24

Çöl Tozları, Etna Yanardağı, Bitkiler

Mayıs sonuna yaklaştık; ama hava sıcaklığı mevsim normallerinin altında gidiyor. Güneşin nadiren göründüğü, ortalıktan çekildiği anlarda hoş bir serinlik yaşanan günlerden geçiyoruz. Güneşsiz zamanlarda kır çiçekleri kendilerini kapama çabasına girse de serin hava iyi geliyor insanoğluna. Misal, bir güzelim akyıldız çiçeklerine bakın bir de havadaki loşluğa...

Akşama doğru yağmur da atıştırıyor genelde. Bazen sessizce bütün gece yağmaya devam ediyor. Ancak, yağmurlar da başka türlü artık. Bu aralar balkonu her yıkayışımda yoğun bir sarı renk fark ediyorum suyun yüzeyinde. Çok parlak bir sarı ve toz halinde. Yan binalardan birinin bir yerlerden toz boya silkelediğini düşünmüştüm ilk gördüğümde. Sonra fark ettim ki dışarıdaki otomobillerin cam kenarlarında, kaldırım köşelerinde de aynı renkte toz kalıntıları var. 

Sebebini bir araştırayım dedim. Öncelikle, bu durum yağmur sonrası yaşanıyormuş. O parlak sarı toz kalıntıları ise Kuzey Afrika'dan gelen sıcak çöl rüzgârlarının beraberinde getirdiği çöl tozları imiş. Çöl rüzgârları ülkemizin üzerindeki nemli ve soğuk hava kütleleri ile çarpıştığı için beraberindeki tozlar yağmur ile birlikte aşağı iniyormuş. Düşünsenize, taa Kuzey Afrika çöllerindeki tozlar hangi yolla nerelere kadar ulaşıyor ve buna mayıs ayının serin geçmesi sebep oluyor. Tehlikeli bir kimyasal falan değilmiş neyse. Hatta toprakta ekili olan bitkilere, ekinlere organik yönden iyi geldiği bilgisi bile var (Bkz. dergipark.org).

Bugün de, Sicilya'nın doğu kıyısında faaliyete geçen Etna Yanardağı'nın güçlü bir patlama sonrası kül püskürtmeye başladığı, oluşan zararlı gazların, özellikle kükürt dioksitin tüm Avrupa'ya yayıldığı, ülkemizde de yanı başımıza kadar geldiği uyarıları vardı. Nereden nereye yine. Avrupa, "Riskli bölge" olarak ilan edildi, dev toz bulutları, Yunanistan üzerinden Türkiye'ye doğru giriş yapmaya başladı bile. Hatta gelişmelerin ardından Ege ve kısmen Marmara bölgesindeki vatandaşlar için ''Maske takın!'' uyarısı da geldi. Aman dikkat!

Akyıldız (Ornithogalum umbellatum) ve doğada yeni yeni baş göstermekte olan mor üçgül (Trifolium purpureum).

Yılın ilk dutları. Onlar da bu yıl biraz geç kaldı.

Şeftali ve kayısılar çağla boyutunu biraz aştı.

İnşaat yapılmayı bekleyen arazilere bu yıl çevrede oturanlar tarafından bol miktarda enginar ve bakla ekildi.

Trabzon hurması çiçeği ve beyaz salkımlı akasya.

Asmalarda üzümler ve zeytin ağaçları çiçekleri...

FB'li izlenimi uyandıran hercai menekşe ile pembe ve sarı renkli her iki türü de aynı yerde çıkan yayılımcı bitki kazayağı.

Ve mayıs ayının yıldızı elbette ki Melia Azedarach yani Hint Leylağı ya da tespih ağacı. En sevdiğim ağaç. Yeni açmaya başlamış eflatun renkli çiçeklerin kokusu insanı mest ediyor. Görüntüsü ona keza. Bu aralar görürseniz sakın kaçırmayın. Yanı başına gidip o eşsiz kokusunu biraz duyumsayın lütfen.

Hafta sonu deniz kenarındaki banka oturup iyi gelsin diye içime deniz havası çekerken tam da görüş alanımın önünde bir hazırlık başladı.

Gördüğüm, midye avcısı daha doğrusu midye toplayıcısı bir gençti. Suya daldı ve bir daha görünmedi. Tam 1 saat sonra daldığı yerin yakınından iki çuval midye doldurdu getirdiği kayığın içine. Benim için belgesel seyretmek gibi bir şeydi.

*  *  *
Not: Fotoğrafların bir kısmını hafta sonunda bir kısmını da bugün öğleden sonra (güneş varken) çektim. Bir de, bu aralar memlekette olup bitenler fazlasıyla canımı sıkıyor. ''Mayıs sıkıntısı'' söylemi gerçek galiba. Geçecek ama, eminim...

Hava kapalı olduğundan çok net çıkmamış; ama balkonu yıkarken kenarlara yapışan Kuzey Afrika'nın sarı çöl tozlarını da alta bırakayım ki başına gelenler karşılaştırma yapsın (Not: Sağdakini 1 gün sonra hava açıkken çekip ekledim. Suyun yüzeyindeki çöl tozları orada daha bariz).

Oxalis güzelliği ile noktayı koyayım o zaman.
Kalın sağlıcakla...