29/10/2008
Cumhuriyet ve Atamız
Mustafa Kemal Atatürk 1923’de “Cumhuriyet”i tanımlarken:
“Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet biçimi demektir. Demokrasi ilkesinin en modern, en mantıklı uygulamasını sağlayan hükümet biçimi cumhuriyettir! Cumhuriyet, yüksek ahlak değerlerine ve niteliklerine dayanan bir yönetimdir. Cumhuriyet erdemdir.Cumhuriyet yönetimi erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir. Ulusal istenç, kararlılık ve bilincin seçkin eseri olan değerli Türkiye Cumhuriyeti, her anlamda büyük Türk ulusunun öz ve değerli malıdır. Değerli çocuklarının elinde sürekli yükselecek ve sonsuza kadar yaşayacaktır” sözleriyle;
10.Yıl Söylevi'nde bulunan “Temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Cumhuriyet” tanımıyla;
6 Şubat 1933 Bursa konuşmasındaki “Cumhuriyet; düşünce, bilim, teknik ve beden yönünden güçlü, yüksek karakterli koruyucular ister” ikazıyla; her türlü tehlikeye ve oyuna karşı uyanık olmamızı vurgulamaktaydı.
Cumhuriyet sonrası yapılacak olanlar için:
"Bizim, açık ve uygulamaya olanaklı gördüğümüz siyasal görüş, milli siyasettir. Milli siyaset dediğim zaman, amaçladığım anlam ve içerik şudur: Ulusal sınırlarımız içinde, her şeyden önce, kendi gücümüze dayanarak, varlığımızı korumak, ulusun ve vatanın gerçek mutluluğuna ve kalkınmasına çalışmak. Uygar dünyadan, uygarca insanlık davranışını ve karşılıklı dostluğu beklemektir,” diyordu.
Daha sonraki yıllarda her fırsatta dile getirilen
“Yurtta Barış, Dünyada Barış” özdeyişi bu görüşün temel noktasıydı...
Şimdi, 85 yıl sonra neredeyiz?
Atatürk ve silâh arkadaşları tarafından kurulan “Cumhuriyet” ne durumda?
O’nun “Uygar Dünya''dan beklediğini söylediği, “uygarca insanlık davranışı ve karşılıklı dostluk” alınabildi mi?
“Yurtta Barış, Cihanda Barış” sözüne ne kadar uyabildik?
Bizler için koyduğu ilkeleri ne kadar koruyabildik ?
“Ulusal sınırlarımız içinde, her şeyden önce, kendi gücümüze dayanarak, varlığımızı korumak, ulusun ve vatanın gerçek mutluluğuna ve kalkınmasına çalışmak” idi ilkemiz.
Bizler ne yaptık?
Ne diyordun Atam ?
“Sizler, yeni Türkiye’nin genç evlatları; yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz!”
Ne kadar da çabuk yorulduk ?
Kör olduk ,sağır ve dilsiz olduk üstelik...
Sen gidince her şey büyük bir hızla değişti !
Sen gittin hızımız kesildi.
Sen gittin adın ve Gençliğe Hitab'ın kitaplardan çıkarıldı.
Bizler sadece birbirimize düştük.
Bağımsızlığımıza,demokrasimize kara kara gölgeler düştü !
İnsan Hakları'na ihlal derecesinde yasaklarla boğuşur olduk!
Ne yazık..Çok yazık :(