29/06/2009

Aşk Mı Bu, Emin Misin?

Bu ara aşkla ilgili yazılar yoğunlukta. Bahsedilen konular hep aynı. Sanki sözleşmiş gibi şimdi yanında olmayan sevgiliye olan özleminden bahseden, birtakım pişmanlıklardan oluşan son derece üzücü ve duygusal satırlar okuyorum. Kimi kötü bir ruhsal durum içinde olduğunu yazıyor, kimi unutamayacağını.
Kimi beddualar okuyor...

Hep mi yanlış insanlara aşık olunuyor, ne dersiniz?
Bence kafaların içinde "doğru insan" diye bir kavram oluşuyor önce. Bu kavram belli kalıplardan meydana gelen bir görüntü gibi. Kişi hayatının erkeğini / kadınını arıyor oluşturduğu kalıplara uygun. Bulduğunu sanıyor ilk etapta ve ilişki başlıyor. Kısa bir süre içinde de kaçınılmaz bir şekilde oradan buradan fire vermeye başlıyor.

Aşkla ilgili en büyük yanılgılardan biri yaşamın bazı dönemlerinde sevgiye, şefkate, ilgiye çok büyük bir özlem duyan kişinin bunları sunan karşı cinsten birine aşık olduğunu sanmasıdır bence. Aslında onu çok beğenmektir ve etkilenmektir olay.. Ancak eğer bu ilk heyecanın peşi sıra karşılıklı güven, şefkat, anlayış, saygı ve dostluktan oluşan bir karışım konabilirse, aşk sevgiye dönüşür ve işte o zaman bu sevgi bir ömür boyu kesintisiz devam edebilir.

Bakın ''AŞK'' ' ın biyolojik tanımı yapılırken aşık olunan süreçte kanda ''Phenyiethylamin'' adlı aşk hormonu bulunduğundan bahsediliyor. Ancak zaman içinde bu hormonun seviyesi düşüyor, ilişkinin ileri aşamalarında aşk, kimyasal etkisini kaybediyor ve bir sonraki aşka kadar tarihe karışıyormuş. Bakın dikkat edin : '' Bir sonraki aşk''

İmkansızlıklar bambaşka bir tat mı katıyor aşkın içine? Bu bir gerçek ve galiba garip bir haz veriyor. ''Aşk acısı'' denen şey seve seve çekiliyor bu yüzden. Ve bu gönüllerdeki tutkuyu daha beter tetikliyor.
Sizce düzenli ve tutkulu bir şekilde devam edebilmiş bir aşk var mıdır yeryüzünde? Varsa bile ne kadar sürmüştür?

Bırak ahlamayı,vahlamayı,üzülmeyi,unutamamayı..Olmuyormuş ki sürmemiş. Zorlamanın anlamı yok. Aşk Her Şeyi Affeder Mi? diye parça vardı bir aralar.. Affetmez bana kalırsa..
Bir an önce unut ve yeni bir aşka yelken aç. Ne dersin?


53 yorum:

  1. Hay sen bin yaşa Zeugma hanımcım, haftalardır bu konuyu yazayım diyorum ama bana göre değil böyle yazılar, sert oluyor benim dilim. En iyisi yorum yazmak.
    Ben aşırı gıcık kapıyorum bu olaya. Ne kadar çok seviyoruz melankolik olmayı, ajitasyonu, fol yumurta yokken gelin güvey olmayı. İşin garibi prim de yapıyor bu olay, yahu herkes mi aynı diyesi geliyor, bloglar yorumlarla dolup taşıyor. Açıkçası hiçbirşey yazasım gelmiyor o zaman takip ettiğim bloglara.
    Yahu ne kadar çok ıssız adam kadın varmış diyesim geliyor, e o zaman neden birbirinizi bulup biz de kerevitinize çıkmıyoruz?
    2. ve 3. paragrafı daha iyi ifade edemezdim ağzına sağlık.
    Bizde böledir işte bana kaç tane mutlu şarkı sayabilirsiniz, aşktan özlemden acıdan bahsetmeyen? Benim hatırlayabildiğim bir "arkadaşım eşek" var. Psikolog arkadaşımız Duygunun bu konuda fikirlerini de okumak isterim ayrıca, tabii olur da burayı görürse.
    Nie acı çekmek istiyosun kardeşim, anlamıyorum, mutlu ol yahu. Bu yazılar artık oyle bir klişe oluyorlar ki, Orhan Veli tadında da yazsan sıkıldım bu konudan .

    YanıtlaSil
  2. AAA aynı beni anlatmışsın :D

    YanıtlaSil
  3. Adsız29/6/09

    Duyarlı ve bir o kadar da sevgi dolu arkadaşım zeugma çok güzel ve karmaşık olan bir konuya deginmişsin canım...
    AŞK kişinin kendi özelliklerine göre renk degiştirir.Aşk bazen sonuç bazende tetikleyen bir duurm olmuştur.Hayatımızda aşık oldugumuz kişi tarafından reddedildigimizde yaşayacaagımzı depresyon için neden olabilirken karşımzıdaki kimseyi tanıyıp bagalanmada sonuç olmuştur.Aşk kimi zaman bir eksiklik ve sonrasında da tamamlanma arzusundan yola çıkar.İlişkilerde kabul görmek yada reddedilmekbenlik imaj ve saygımızı etkiler.Begenildigimizde karşımızdaki kişi tarafından yaşama pozitif bakar mutlu ve zinde hissederiz.Tam tersi durumdada yetersizlik hiseder kendimzile bile çakışır.Küseriz aşk2ı yaşadıgımzıda gözümüz başka bişey görmez fizyolojik duurmlarımzda degişiklik olur.Hormanlarımzı herzamankinden farklı çalışır.Bitmez tükenmez bir enerji ile dolarız karşılık görüyor isekte özgüvenimzi artar.Ama eger aşkımız patolojik aşk durumuna giriyorsa(hastalıklı olarak tanımlanır) böyle bir durumdaduydugu aşklarda karşılık bulamadıkları zaman hala ısrarcı olup ve karşılık bulamadıgı kişilere cekim gücü ve baglılık duyarlar.Şimdiki dönemlerde kimse eskisi gibi sesiz sevemiyor.haykırdıkça aşkı dahada güçlenecegini düşünüyorlar.sms,cep telefonları,internet.sohbet,chat la hızlı ve yorucu hale sokuyorlar. Sabretmeye gücleri yok beklemeyi sevmiyorlar,Sevilmek için seviyorlar.senin bu konu dada çok güzel yorumun var zeugmacım sevgiye ilgi ve şefkate özlem duyan kimselerin bunun bi kısmını karşı tarafta hissettiginde aşk'ın sınıfına koyması halbuki bunlar duygulardaki gelgit durumları kişi zamanla bu duyguları sentezlediignde anlıyor.A ma o zamana kadarda yorucu bir duurm hakim oluyor.Olaya.....

    Sevgili uykusuz :)
    Kendimiz dışında dışardan baktıgımzıda mantıklı neden ve düşüncelerle konuya anlam katmaya çalışırız aşka dair ama bu konunun hissin bize yönelik oldugu durumlarda bizde o atmosferi hissederiz.Ayrıca bu konuda benden yorum rica etmem onore etti beni yazdıklarım psikolojide ,yaşantımzıda aşka dair genel degerlendirmeler.
    Bu konuda bende ekndi özel düşüncelerimide yazmak isterim bence aşk şimdiki dönemde malesef şiir,şarkı ve aşka dair yaşanmış hikayelerde anlam kazanıyor.O kadar çabuk tüketiliyorki herşey gibi aşkta bazen bu duyguya bilerek yada bilmeyerek hakszılık edildigini düşünüyorum aşk tada bazı degerler olmalı bence saygınlık açıısndan gururuda olmalı bence aşkta ama kimi kimse aşkta guruur olma zder bence saglıklı bir şekilde devamı için önemlidir.Ben mantıkçıda olunması gerekrigi taraftarıyım ama çogu aşkta mantık olma zder belkide ama aşk kişinin karekterine göre rfenk degiştirir.Aşk'ın yitimi çogu zaman iki tarafından birbiirnden emin olup rolantiye aldıgı dönem düşüsedee geçer bence günümüzdeki aşklarda böyle kişi emin olduugnda o büyünün tamamını hisetmek yerine kırıntılarıyla avunmaya çalışıyor.Zaten eld eedilmiştir.Heyecana gerek kalmamıştır.Yerini özel günler hariç bir alışkanlıga dönüşen duyguya bırakıyor.Ta ki kaybedecegine innadıgı yakın durumlarda tekrar caba içerisine giriliyor.Derlerya bazen birbirimizi yeniden keşfedip aşık olduk diye aşk her duygunun orantılı bir o kadarda karmaşık hislere dayalı zarif bir büyüsü bence....
    sevgilerimle ...

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Duygu çok teşekkür ederim. Ben Mine Hanıma tonlarca para akıtırken sen nerelerdeydin allahaşkına. Karşımda kös kös oturup "hadi annat bakalım" diyeceğine senin gibi güzel güzel konuşsaydı 2 kere evlenip hayatımın hatalarını yapmazdım demek ki.
    Sabır işte kilit burada, çok haklısın.
    saygılar

    YanıtlaSil
  5. Bu arada senin işin de zor Duygu :)) , hoş herkes kitaba uymaz ama , düşünsene, karşındaki ne düşünebilir, ne adımlar atabilir, nedir ne değildir hooop bütün cevaplar flash ediyordur

    saygılar

    YanıtlaSil
  6. Adsız30/6/09

    Evet uykusuz herkes gibi benim işimde zor sabır ve iyi bir gözlem gerektiriyor.Bazı davranış durumları varki kitaplar dahi yetersiz kalıyor.Diyebilirim ayrıca yorumun içinde tşk.ederim....ayrıca hereks psikolglar için tonlarca para akıttıgını düşünür.Nerden geliyor bu düşünce :))
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  7. Sen Mine hanımdan bir randevu talep et, anlıcaksın :)). Tek o mu bir ara hem ona hem de Nişantaşında bir arkadaşına gidiyordum, bereket şirkette deli raporum vardı da hayat sigortası karşılıyordu

    YanıtlaSil
  8. Merhabalar Zeugmacım,

    Aşk Herşeyi Affeder mi adlı şarkıyı söyleyen Özlem Tekin'di.Çok hoşta bir şarkıydı..Konu aslında yoruma çok acık ama güzel yorumlar olmuş bende uzun bir aradan sonra bu mesajla merhaba! diyeyim dedim..

    Sevgilerimle
    Leon

    YanıtlaSil
  9. Aşkın en güzel yanının başlamadan önceki hâli olduğunu düşünüyorum ben hep. Onu düşünmenin, onun seni düşünüp düşünmediğini merak etmenin tadı başka. Ama eğer bir yola giriliyorsa da, onunla buluşmak için heyecanlanmanın, onu özlemin, yanındayken huzurlu olmanın tadı daha da başka. Herkesin aşkı yorumlayışı birbirinden farklı. Ama sanırım herkesin bu konuda katılacağı bir nokta var. O da söylediğin gibi, sevdiğini, kafasında oluşturduğu "doğru"ya göre şekillendirebileceği yanılgısı.

    "Yanlış adamlar, yanlış zamanlar, yanlış aşklar…
    Ya gerçekten yanlışlar, ya da onları yanlış yapan bizleriz.
    ..."
    demişim ben de bir zamanlar.

    YanıtlaSil
  10. çok güzel bir konu ok güzel anlatım çok güzel ve bilgilendirici yorumlarrr ..:))sağolunnn..ben de hep merak ederdim bu dünya da herkes mi yanlış insanı seviyor diyeee...Bence benillik arttığı için aşkında gerçekliği kalmadıı..@Duygu hanım ''sevilmek için seviliyor''ben bunu sevdim evt bence bu dğru cümleydiii ve bu cümlenin temelinde de bencillik var işte(yani ben düşüncelerimde yanlış değil mişim yaşasın:D)

    Ayrıca @uykusuz madem deli raporunuz var psikologda ne işniz var yaw:)) bırakın dünya kahrınızı çeksin işteee:))

    YanıtlaSil
  11. Geçenlerde arkadaşımın kitaplarının arasında 'sen,ben ve aramızdaki herşey 'isimli bir kitaba rastladım.İçindeki tarihten çok uzun zaman önce alınmış olduğunu anladığımız kitap ilişkiler üzerine.Kitabın ön kapağına yazar şöyle bir not düşmüş'Bir an önce görme kusuru sahibi olman dileğiyle...'Aşk sandığımız şey aslında bir görme kusurundan ibaret.Sanmakla başlıyor,doğru insan olduğunu sanmak,ruh ikizin olduğunu sanmak,ondan başka seni daha çok mutlu edecek biri olmadığını sanmak...gibi liste uzuyor.Sanmakla başlayıp farkına varmakla noktalanıyor.Zeugma'nın dediği gibi hormonlar giriyor sonra devreye.Bence bir süre sonra bitecek birşeyin peşinden koşmaktansa önce arkadaş olabileceğin birini bulabilmek.Evliliklerde bir süre sonra aşk bitse de iyi arkadaş olabilenler bunu yürütebiliyor.Diye buyurdu Zerdüşt :)

    YanıtlaSil
  12. Sevgili DBP, psikiatra gittim, ilaç tedavisi gördüm uzun yıllar. Sonra da baktım herşey yalanmış hepsini bıraktım gayet te güzelim :)

    YanıtlaSil
  13. Pyroya da alkış tutarım ayrıca

    YanıtlaSil
  14. Sevgiyi, aşkı ve hatta aşığı kalıplaştıranların düştükleri dipsiz kara kuyular o kadar çok ki! Aşkla ilgili en büyük yanılgılar yazı dizisi bile olur.

    Sevgi, aşk gibi gözle görülmeyen, elle dokunulmayan duyguların meyvelerini akıl oluşturur. Böyle olunca da şahsa göre sevgi ve aşk tanımları ve yaşayışları, hisleri ortaya çıkar. Çok farklı yorumların olması sanırım bunun bir göstergesi.

    Tabi bu hissedilen duygularında insan üzerinde bıraktığı izlerde tamamen o insanın iç ve dış etkenlerle oluşan kişisel psikolojik durumu ile ilintili. Yeni bir aşka yelken açabilenler ile açamayanların arasında da psikolojilerinin farklı olması, durumlari ve halleri yorumlama farklılıkları... vb. etkenleri sıralabiliriz.

    Her birey doğası gereği farklı olmasından dolayı her duyguyu bir başkasının duygusuna benzer olsa dahi farklı algılar ve farklı tepkiler verebilir.

    Ancak aklına ve duygularına güvenmeyenler ya da güvenemeyenler farklı kişilerce belirlenmiş bariyerli duygu haritalarını klavuz edinirler. Bence gerçek sorun bu, bilmem doğru mUdUr? En azından olasılığı var:D

    YanıtlaSil
  15. Teşekkür ederim bay uykusuz.:) düşük cümle kurmuşum bir daha okuyunca gördüm ama olsun artık

    YanıtlaSil
  16. Fazla idealize etmek = mutsuz olmak insanlar kafalarında oluşturdukları ve taptıkları kişi sanarlar önce aşık oldukları (ya da aşık olduklarını sandıkları) kişiyi.. Sonra o kişinin kendi karakterini görmeye başladıkça hayal kırıklıkları başlar. Gerçekçi olmak gerekir, evet "aşkta bile".. Yalnız şu da bir gerçek ki; "yeni aşklara yelken aç" demek, aşk ateşinde yanmamış kişilerin sıkça ve rahatça kurduğu bir cümledir gözlemlerime göre :) Bekara karı boşamak kolaydır hesabı :P

    YanıtlaSil
  17. şu gody'de heryerden çıkıyor :) hah işte bende onu diyorum, aşk o hormonla ilgili bişey ve sonraki aşka kadar fullemezsen bitiyor, ne zorlatıyonuz kızım bırakın hormonlar işini yapsın gitsin ne zırlıyonuz

    YanıtlaSil
  18. Ama sataşma var sayın zeugma simine ihtar vermenizi temenni ederim burda temenni edilmez gerçi de gereken kelimeyi unuttum:D

    YanıtlaSil
  19. aa kıs aynı beni yazmışın kör olma imii :)) sen ona sataşma diyorsan ben sana sütünü iç nennen yap miniciğim derim. olum bi kere patı beni sımsıkı bağrına basar seni depikler, beni daha çok seviyoo

    YanıtlaSil
  20. Siminyağ:Bu iş sevme işi değil adalet işi.Zeugma adildir, kulağını çeker senin hıh :D

    YanıtlaSil
  21. zeugma merhaba aşk la ilgili yorumlarımı sabah salim kafayla yazıcam canım:)
    ama ben de bıraktığın yoruma loriden cevap gelmiş bilmiyorum okudun mu ama bu minik yavru kediyi istiyorsan sana getirilmesini temin edicez
    eğer gerçekten istiyorsan ??
    ne dersin haberleşebiliriz istersen
    sevgiler

    YanıtlaSil
  22. konu aşk olunca ben sadece csusarım..en guzelı acı versede mutlu etsede aşkı yasamak:)

    YanıtlaSil
  23. Sevgili Uykusuz,kaç gündür gelip yorumlarınızı okuyup okuyup gidiyorum..Duygu ile öylesine güzel bir iletişim yakalamışsın ve yaptığı açıklamaları beğenmişsin ki bana söz kalmamış gerçekten..
    Senin için şunu ekleyebilirim.
    Aşk vardır elbet, aşka inan.
    Ama nasıl vardır? Doğru insanla yakalayacağın bu güzel duygu sevgi, saygı ve karşılıklı güvenle harmanlanırsa vardır ve sürer.
    Dolayısıyla bu duygu ''günü birlik ve ucuz'' olmamalıdır hiç bir zaman.
    Ama senin yanlış insanlara rastladığın ve fazla irdelemeden evlilikler yaptığın kesin..
    Üzme kendini,geçer hepsi..

    YanıtlaSil
  24. Sevgili Duygucuğum,konuyla ilgili çok güzel açıklamalar yapmışsın.İnanılmaz beğendim.
    Olabilecek her yönüyle irdelemişsin aşkı.
    ''Aşk her duygunun orantılı, bir o kadar da karmaşık hislere dayalı zarif bir büyüsü bence....''
    En çok da bu final cümlene bayıldım.
    Canım ekleyebileceğim hiçbir şey yok inanki.Harikasın ve mesleğinde çok başarılısın.Bu çok belli.

    Buraya gelip harcadığın emek ve zaman için, bilgilerini ve mesleki deneyimlerini bizlere aktardığın için sana sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.
    Yazan ellerine ve yüreğine sağlık..
    Sevgiyle öpüyorum seni..

    YanıtlaSil
  25. Godsyndrome, aynı seni mi anlatmışım? İnan yazının neresiyle ilgili konuşuyorsun ve hangi satırlarda kendini gördün bulamadım.
    Bi açıklasydın keşke.
    Gerçi Simin ile diyaloguna da geleceğiz birazdan :D

    YanıtlaSil
  26. Merhaba Leoncuğum,
    Kaç zamandır yoksun sen gerçekten.Özledik ama bak:)
    Evet, Özlem Tekin söylemiş asıl o şarkıyı.Videosunu da buldum ve koydum ama şablonun her yeri birbirine girdi, sağ şerittekiler gidip en alta dizildiler hatta :)
    Konu yoruma çok açık ama sen yorum yapmamışsın hiç ;)
    Neyse, bir dahaki sefere artık.Bu geçiyorken bir ''Merhaba'' olmuş..
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  27. Sevgili Parpali,yorumun çok güzel ve çok doğru gerçekten de..
    Aşkın başlamadan önceki ve ilk başladığındaki halleri diyorsun.
    İleriki aşamalarda aynı heyecanı ve özlemleri yaşamak yavaş yavaş tükeniyor kaçınılmaz bir şekilde ve yavanlaşıyor..Çaba gösterilmezse de tükenip gidiyor işte..

    "Yanlış adamlar, yanlış zamanlar, yanlış aşklar…
    Ya gerçekten yanlışlar, ya da onları yanlış yapan bizleriz.
    ..."
    Bu sözleri hatırlıyor gibiyim. Çok güzel bir deyiş..İmzalıyor, onaylıyorum.Hep karşı tarafta değildir hata bence de.
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  28. Sevgili Pyromancy,
    Okuduğun kitaptaki yazarın önsözü ne kadar ilginç:)
    Aşk bir görme kusuru demek..Ee,doğru söylemiş.Aşık olurken herkes hayalinde yaşattığı ve fizik olarak beğendiği birini tercih etmekle başlıyor sanırım. Kimse çirkin bulduğu birine kolay kolay aşık olmaz.
    Ama bunu hiç önemsemeyip ruh güzelliği ve aynı yoğun duyguları yaşayabildiğini sezmek,güçlü ve kalıcı duygularla bağlanmaktır gerçek aşk bence.Onsuz yaşayamayacak kadar derin ve yüce olması gerekir o duyguların..
    Her neyse okuduğunuz kitap ve siz çok güzel buyurmuşsunuz efendim.
    Teşekkür ve sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  29. Sevgili devenin_bale_papucu,öncelikle çok teşekkürler :)
    Uykusuz ve Duygu'nun konuşmaları fazlasıyla işine yaramış görünüyor,buna sevindim..
    Bencillik işin içine bir kez girmişse aşktan söz edilemez bence de.Pyromancy'nin yorumundaki gibi önce arkadaş olup tanıyarak başlamak işe yarar mı dersin;) Dene istersen..
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  30. Sevgili Sade,
    Senin bakış açın da çok doğru. Yorumundaki tüm fikirlerine her kelimene varana kadar katılıyorum.
    Sonuçta hiçbir insan bir diğerinin aynısı değildir.Dolayısıyla yaşadıkları duygular, bıraktığı izler,algılamalar ve bunun aşık olduğu(nu sandığı)kişinin sergilediği,algıladığı benzer duygularla etkileşimi çıkaracaktır ortaya,yaşananın aşk mı yoksa başka bir şey mi olduğunu..
    Hiç merak etme..ben de aynen öyle düşünüyorum.Tespit ettiğin gerçek sorun bu, evet.Onaylıyorum..

    YanıtlaSil
  31. Çilekli süt,''Yeni aşklara yelken aç'' derken..kişi tamamen bitmiş,hiçbir umudu, kendini parçalamaktan, ağlamaktan sızlamaktan hali kalmamış, hatta başına da gelmeyen kalmamış, buna rağmen devam etmek istiyor.Bu tür yazılar okudum ve anlam veremedim..
    Sence bu aşk mıdır?
    Ve sence gerçek aşkı bulabileceği doğru bir insan ihtimali üzerinde dursa daha iyi olmaz mı?

    YanıtlaSil
  32. Siminyacığım, evet öyle..
    ''Bırakın hormonlar işini yapsın''olayı değil ama..Bahsedilen o hormon beslenmezse bitiyormuş aşk :)

    Godsy her yerden çıkmıyor, merak etme..Kabuğuna çekilmiş. Blogundan pek ayrılmıyor.Buraya gelmiş ama yazıyı okumadan yorum yapmış 2-3 kelimeyle hem de :D Dimi Godsy ? Bak ben doğruyu konuşuyorum.Senin dediğin gibi adilim:)

    Ama ben ikinizi de çok severim bilirsiniz. Mizah ağırlıklı yazılarınız bana neşe verir, moralimi düzeltir hep.
    Ama galiba Siminya'yı biraz daha çok seviyorum Godsy..
    Seni depiklemem Simin'in dediği gibi, korkma sakın..
    Şaka yapıyor canım, zaten:)

    YanıtlaSil
  33. Sevgili Zeugma, cevabını anca şimdi okuyabiliyorum, birkaç günden beri oldukça yoğunum ve kişisel işlerim de var.
    Aşk bir ,insanın başına 1-2 kere gelir, ben hakkımı doldurdum. Bundan sonra sadece balıklara aşığım.
    Duygunun hem mesleki hem de kişisel bakış açısını merak ediyorum, sağolsun nezaketinden hiç cevapsız bırakmıyor

    YanıtlaSil
  34. Meltem, minik yavru kedi ilgili fedakarlığın ve bana gösterdiğin nezaket unutulacak gibi değil.
    Hayatımda bu kadar enteresan bir olayla daha karşılaşmadım.
    Sizleri ve sergilediğiniz davranışları tekrar ayakta alkışlıyorum.
    Umarım bu kez Avustralya'dan hediyeler yağacak kızınıza :)
    Bu örnek davranışı taşıyacağım bir yer vardı ama yazıyı onlarca yorumuyla birlikte silmişsiniz.
    Yine de kısa bir süre içinde yazacağım olayı, emin olunuz..
    sevgiler..

    YanıtlaSil
  35. Adsız3/7/09

    Zeuma'cım güzel ve bir o kadar da motive edici yorumun için tşk.ederim canım ayrıca blogundaki müzik çok hoş ve dinlendirici devamlı dinlemeye başladım beyni dinlendirme ve kendime özelleştirme adına:))
    Uykusuz....
    Aşk'ı daraltmak dogru degildir.Hayatımızdaki inişleri,çıkışları,arzularımızı,sevme ve sevilme istegimiz ,heyacanlarımız,acılarımız,yaşadıkça devam eder.Bu nedenle hakkımı doldurdum demen hayatın kendisine ters istesekte istemesekte akışa dogru yol almıyormuyuz.Karekterimzideki bazı temel esaslar hariç diger özellikler sosyal ve duygusal bilişsel yönden her zaman artarak yada elenerek devam eder.
    kişisel bakışımda aslında harman denebilir .Bence derler ya ummadıgın anda aşkı karşında bulabilirsin ben bunun istisna oldugunu düşünüyorum.Aşk kişinin kendini tamamlayacagını düşündügü hissettigi tanıdıgı kendini anlafıgına emin oldugu aynı dili konuştugu bir bütünlük bu bütünlükte ilk görüşte yada az bi zaman sonra çıkmaz ortaya diye düşünüyorum ben belki zamanla aynı dili,büyüyü.o güzel atmosferi yakalayacagın bir kimse çıkar karşına hem her aşk'ta yaşayış ele alınış atmosfer farklıdır.Çünkü karşınzıdaki kimseye dogru yol alırsınzıda içimizde eski yaşanmışlıkllardan dolayı eksiler hissediyorsak bunu şimdiki atmosfere taşımamak lazım aşk'ta bzilerde devamlı aynı davranış ve hisleri göstermeyiz yenilenirizde bundan dolayı eski yaşanmış aşk'lardaki olumsuz olayları devam ettirmeden kendimize şans tanımamız gerekir.
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  36. Sevgili Mixx..
    Saygı duyarım..Senin için en güzeli neyse onu yap tabii :)
    Dilerim acı değil de mutluluk verir :)

    YanıtlaSil
  37. Sevgili Uykusuz, sandığın gibi fazla vakit geçmemiş yorumumu cevaplaman için.
    Çünkü ben de bu yazının yorumlarını geç cevaplayabildim..
    Hepinizden özür dilerim..Beni mazur görün lütfen.
    Çünkü 2 gün önce bir blogda yorum yazmaktan nefret ettiğim iğrenç bir durum geldi, başıma..İnanılmaz bir durum..

    Duygucuğum gelirse görür ve seni cevaplar Uykusuz, merak etme..Çünkü son derece saygılı, kültürlü, nazik ve yüreği güzel bir insan..Ve mesleğinde çok başarılı..

    YanıtlaSil
  38. Duygucuğum gelmiş ve benle aynı saniyelerde yazmaya başlamış bile burada. Kalbimiz birmiş :)
    Ama ben bu sayfada devam ettiğimden görmemişim.
    Yorumunu okudum canım.
    O kadar güzel örneklerle detaylandırıyor ve o kadar güzel açıklıyorsun ki konuyu,hayranım sana.
    Ve sadece Uykusuz değil,yazdıklarını okuyan birçok insan aydınlanacak ve rahatlayacak. Bu çok açık.
    Müziği beğenmen ayrıca mutlu etti beni..
    Çok teşekkür ediyor,sevgiyle öpüyorum seni :)

    YanıtlaSil
  39. Adsız4/7/09

    ZEUMA'CIM
    Yeni gördüm canım bana özel olan yazını:) çok sevindim çok naziksin canım , paylaşımlarına nacizane yorumlarımı yazmak inan büyük bir zevk benim için sen benim için çok özelsin ve hepte öyle olmanı umuyorum canım...
    tüm kalbimle öpüyorum seni....

    YanıtlaSil
  40. Rica ederim..Çok daha fazlasını hak ediyorsun Duygu..
    Asıl sen benim için özelsin. Yaptığın yorumlarla hayatla ilgili birçok görüşüm değişti ve daha pozitif bakmaya başladım.
    Teşekkür ve sevgilerimle canım :)

    YanıtlaSil
  41. Sevgili Zeugmacım,
    öncelikle yorumum konusunda haklısın.geçerken uğradım gibi oldu biraz çünkü zamanım azdı ve bayadır yazmamıştım bloguna ve en azından uğradığımı görmeni istedim..Yorumumu böyle yazmamın ikinci nedeniyse yazındaki yorumlar bazı yorum yapan arkadaşların kişiselleştirmesiye ve hep konuyu kendilerine çekmelerinden kaynaklanıyor ve bende yorum hakkımı sonraya sakladım..

    Duygu'ya gelince kendisini yakınen tanıyan bir insan ve olarak yazdıklarınızı doğrulayan bir kişiliği vardır ve kendisine ne kadar değer verdiğimi ve benim için özel olduğunu biliyor..O güzel pozitif enerjisini buraya da yansıtması gerçekten güzel.Kendisine de ayrı bir column kullanman onuru ve benide onere etti..

    Görüşmek üzere sevgilerimle
    Leon

    YanıtlaSil
  42. Leoncum hoşgeldin:)
    Duyguyu bulunca sorunlarını iletiyorlar arkadaşlar ve huzura eriyorlar, o yüzden galiba.. Sıraya mı girdin yani :)
    Duygu'yu yakınen tanıyor olman ne büyük bir şans. Senin için elbette ki değerli ve özeldir, aksi mümkün değil.
    Ve evet, pozitif enerjisi çok güzel yansıyor Leon .. Başta sana sonra bana, sonra da buradaki ziyaretçilere..
    İkinize de sevgiler gönderiyorum çok çok :)
    Görüşmek üzere..

    YanıtlaSil
  43. Bu arada yanlış anlamalara sebep olabileceği ihtimaline karşı bu yazıyı yazma nedenimi açıklayayım:

    Bu blogda herhangi bir kategoride yazmıyor,tek bir konu işlemiyorum.O gün ne yaşamışsam ya da aklıma ne gelmişse.
    Takip ettiğim sayısız blog içinde özellikle o kadar çok genç kız vardı ki sevdiği adam tarafından olmayacak şekillerde hakarete uğradıklarını,rezil edildiklerini açık açık anlatan, bu yüzden ölmeyi düşünen.Bu beni çok derinden etkiledi ve böyle bir yazı yazma ihtiyacı duydum.
    Yoksa aşka inancım ve saygım sonsuz.Tıpkı BURADA anlattığım gibi..Tıpkı diğer blogumda yazdığım şiirler gibi.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  44. ateşin sesi;
    Ne demek istediğinizi tek kelime içine saklamışsınız ama anlayamadım.
    söylence= efsane

    TDK Sözlük:
    efsane
    isim, edebiyat (efsa:ne)
    1. Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence..

    Bu sizin gibi usta bir şairin aşka inanmadığına dair bir sözcük o zaman.
    Yanılıyor muyum?

    YanıtlaSil
  45. Merhaba Canımcım,

    AŞK; daima,
    AŞK; her yerde,
    AŞK; her zaman,
    oldu, oluyor ve olacak.

    Günümüzde sadece, AŞKIN yaşı küçüldü. Bizim zamanımızda 11-12 yaşlarında başlayan AŞK, şimdilerde nerdeyse ANAOKULU yaşlarına indi. Yani demek istediğim; Bu durumda, 7'den mezara kadar AŞK var. Ve 7'den mezara kadar herkes AŞKI tadabilir.

    AŞK sürekli midir? Kendi fikrimi söyleyeceğim. Bana göre, kişiden kişiye göre değişse de, insanların ruhunda ve benliğinde bir aşık olma isteği her zaman mevcuttur.

    Bu AŞKIN her zaman, karşı cinsten birine olması gerekmez. Bu AŞK, bazen bir sevgili olabilir, bazen anne-baba olabilir, bazen de tanrı olur.

    Bir de şöyle bir durum söz konusu; Ben yorumların tümünü okumadım. Ancak, çok çeşitli tanımlar yapıldığına eminim. Herkesin AŞK tanımı da farklı olabilir. AŞK her yaşta da farklı yaşanabilir. Bazen, kişiler yaşadıkları duruma yanlış teşhis koyarak, yaşadıklarının AŞK olduğunu sanabilirler. Halbuki yaşadıkları şey, bir ilgi duyma, hoşlanma gibi duygudur.

    Sevgi veya sevme kavramını AŞK ile karıştırmamak gerekir. Bunlar ikisi de apayrı dugu ve kavramlardır.

    Ben diyorum ki; Ne mutlu AŞKI yaşayanlara. Ne mutlu AŞIK olanlara.

    Ben AŞKI, arada kesintilere uğradığı zamanlar olmuşsa da, halen yaşayan birisiyim. AŞKI, sevgilimle aynı şiddetle yaşamasak da, onunda bana AŞIK olduğunu biliyorum. Bu da bana yetiyor.

    Canımcım, ruhundan AŞK hiç eksilmesin.

    Sevgiyle öpüyorum..

    YanıtlaSil
  46. Adsız5/7/09

    Zeugmacım çok naziksin arkadaşların benim düşüncelrime önem vermesside beni çok mutlu ediyor.İnan ,tekrar sevgilerimi sunuyorum
    Leon.....
    sende benim için çok degerli ve özelsin senin sayende ben blog dünyasına girdim çevre ve arkadaşlar edindim canım ,senin düşüncelerinin benim için önemi çok büyüktür.
    tüm kalbimle sana sevgileirmi sunuyorum.....

    YanıtlaSil
  47. aşka inanmak...

    sahi nedir aşka inanmak, dahası nasıl mümkün olur iyi ve sağlam bir temel üzerine güvenilir bir birlikteliği inşa etmek.

    yoksa insanın kendini herşeyden çekip aldığı içine kapanma oyunumudur aşk.

    jigoluğun, fahişeliğin, ikinci sayfa haberlerinin, sosyete ilişkilerinin bininin bir paraya satıldığı bu yalancı tanıklar kahvesinde bir insanın bir insanla çoğalmasının felsefi açılımı ne olmalıdır.

    suyun bile para için dağları aştığı bu çağda nasıl ayıretmeli sahte aşkları gerçeğinden.

    herkesin kendine bir geçim kapısı bulduğu şu zamanda
    sanatçı olmak, aydın olmak abartılacak bir şey midir acaba. - ki bilirsin yüzünü günışığına döner salkım taneleri.

    her şeyin anlık tüketildiği bu kullan at çağda aşka inanmaktır şair olmak ya, ezilip şarap olmakla biter sonu...

    ve söz söylenceder biter bir kez daha...

    YanıtlaSil
  48. Sevgili Arzucuğum,
    Konuyla ilgili değerli görüşlerin için çok teşekkür ederim. Bu görüşlerinin hepsine katılıyorum. Şu bakış açısı da çok doğru:
    ''Bu AŞKIN her zaman, karşı cinsten birine olması gerekmez. Bu AŞK, bazen bir sevgili olabilir, bazen anne-baba olabilir, bazen de tanrı olur.''
    Evet canım..Hatta dilimizden hiç düşmez.''Allah Aşkına'' diye başlarız olmasını çok istediğimiz bir durum için.
    Bu arada sevgiline ne mutlu ki senin gibi birine aşık. Aşkınız ömür boyu hiç bitmesin ve kalplerinizden hiç eksilmesin Arzucuğum..
    Sevgiyle öpüyorum..

    YanıtlaSil
  49. Duygucuğum, tekrar teşekkür eder, ben de sana sevgilerimi gönderirim :)

    YanıtlaSil
  50. Ateşinsesi,
    ''söylence'' yi detaylandırdığınız güzel yorumunuz için teşekkürlerimi iletiyorum..
    Sevgiyle kalın..

    YanıtlaSil
  51. Elif,
    Rica ederim :)
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil