Bolivya'da bulunan Death Road (Ölüm Yolu), adından da anlaşılacağı üzere dünyanın en tehlikeli yolu olarak bilinir. Yol şu an trafiğe kapatılmış durumda ve artık turistlik amaçlı kullanılmaya başlamış.
4650 metre yüksekliğindeki dağa çıkan bu yolda araçlar genellikle uçurumdan aşağı düşüyor ve her yıl ortalama 200-300 kişi yaşamını yitiriyordu.
Hemen solda görülen ürkütücü virajı bu yoldan bir kare zannetmeyin.
Fotoğraf, ülkemizde ''Derebaşı virajları'' adıyla bilinen ve Karaçam’da bulunan
Of-Çaykara-Bayburt D915 Karayolu'ndan bir kesit. Ve bu yol, geçtiğimiz aylarda dangerousroads.org adlı site tarafından ''Dünyanın en tehlikeli yolu'' seçildi.
Sitede yer alan bilgilerde yolun 106 kilometre uzunluğunda olduğu ve 29 keskin virajdan oluştuğu belirtiliyor. Dünyanın en tehlikeli yollarını gezerek değerlendirme yapan site kullanıcıları bu yolu, ''Ölüm yolu'' olarak nitelendirilen Bolivya’daki yoldan daha tehlikeli olarak tanımlarken ''Sözler ve fotoğraflar ne kadar tehlikeli olduğunu anlatamaz'' yorumunda da bulunmuşlar.
D915 nolu Bayburt yolu 2 bin 35 metre yüksekliğindeki Soğanlı Dağı eteklerinde yer alıyor. Yolun ne kadar zorlu bir güzergâh olduğu anlatılırken, ''Bazı virajları tek seferde dönemezsiniz. Yol 1916 yılında Rus askerleri tarafından yapılmış'' ifadesi yer almış. Yolun kenarlarında korkuluk olmaması da dikkat çekilen bir nokta. Sitede, yolun en tehlikeli kısmının Derebaşı tesislerinin bulunduğu nokta olduğu, bu kısmın genelde kar ve tipi yüzünden kapalı olduğu ifade edilmiş.
Merak edip o bölgedeki köylerin websitelerine bir bakayım dedim. Yola ''Rusların Kazma Kürek Yolu Derebaşı Virajları (Rus Yolu)'' adı da veriliyor. Çaykara Karaçam (Ogene) Köylüleri bu yolun yakın zamana kadar yaylalarına ulaşım için yegane araç yolu olduğu, bu yamaçta toplam dokuz keskin viraj bulunduğunu söylemiş, ''Yolun en önemli özelliğinin 1917 Rus İhtilâli öncesi Karadeniz Bölgesi'ne kadar ilerleyen Ruslar tarafından ilçe halkına yaptırılmış olması'' bilgisini vermişler (Çünkü Ruslar Trabzon'u işgal etmiş ve Bayburt'a ulaşmak için kendilerine böyle bir yol gerekmiş).
Demek ki neymiş? Yol Rus askerleri tarafından yapılmamış. Rus askerleri bölge halkına yaptırmış!
Köylüler ayrıca buralarda araç kullanmanın her yiğidin harcı olmadığını söylemişler. Öyle ki, yaylaya çıkış sezonunda araçlar buraya geldiğinde, içinde sadece iki kişi kalırmış. Biri şoför diğeri de muavini. Yolcular patika yollardan dağın tepesindeki son viraja kadar yaya giderlermiş.
Yaylaya alternatif yol yapıldığı için bu yol artık çok nadir kullanılıyormuş. Bir zamanlar bu yoldan yaylaya giden araç şoförleri içinde, yolun belirli bir kısmına kadar Kuran-ı Kerim, sonrasında ise kemençe dinletenler bile varmış.
Bazı kısımlarda çökmeler meydana gelse de zeminin kaya olması, asırlık yolu günümüze taşımış. Bölgeye alternatif yol yapılmasına rağmen hâlâ bu yolu tercih edenler var. Yol sahip olduğu tehlikeler kadar da doğal güzelliklere sahip. Virajların her biri farklı bir manzaraya açılıyor çünkü. İrili ufaklı şelaleler, küçük akarsular, dereler, mavi ile yeşilin muhteşem uyumu adeta büyülüyor.
Trabzon ve Bayburt'u birleştiren ilk yol olan D915 Karayolu dar ve keskin virajlarıyla artık ''Dünyanın En Tehlikeli Yolu'' ünvanına sahip. Bu özelliği tescillendi.
Anlamadığım tek şey nedir biliyor musunuz? Benim bu yolun varlığından bugüne kadar haberim yoktu. Okullarda onca yıl dünya kadar tarih ve coğrafya dersi gördük, elimizden o kadar kitap geçti. Neden hiçbirinde bu bölgeden bahsedilmedi?
İlginç gerçekten...
4650 metre yüksekliğindeki dağa çıkan bu yolda araçlar genellikle uçurumdan aşağı düşüyor ve her yıl ortalama 200-300 kişi yaşamını yitiriyordu.
Hemen solda görülen ürkütücü virajı bu yoldan bir kare zannetmeyin.
Fotoğraf, ülkemizde ''Derebaşı virajları'' adıyla bilinen ve Karaçam’da bulunan
Of-Çaykara-Bayburt D915 Karayolu'ndan bir kesit. Ve bu yol, geçtiğimiz aylarda dangerousroads.org adlı site tarafından ''Dünyanın en tehlikeli yolu'' seçildi.
Sitede yer alan bilgilerde yolun 106 kilometre uzunluğunda olduğu ve 29 keskin virajdan oluştuğu belirtiliyor. Dünyanın en tehlikeli yollarını gezerek değerlendirme yapan site kullanıcıları bu yolu, ''Ölüm yolu'' olarak nitelendirilen Bolivya’daki yoldan daha tehlikeli olarak tanımlarken ''Sözler ve fotoğraflar ne kadar tehlikeli olduğunu anlatamaz'' yorumunda da bulunmuşlar.
D915 nolu Bayburt yolu 2 bin 35 metre yüksekliğindeki Soğanlı Dağı eteklerinde yer alıyor. Yolun ne kadar zorlu bir güzergâh olduğu anlatılırken, ''Bazı virajları tek seferde dönemezsiniz. Yol 1916 yılında Rus askerleri tarafından yapılmış'' ifadesi yer almış. Yolun kenarlarında korkuluk olmaması da dikkat çekilen bir nokta. Sitede, yolun en tehlikeli kısmının Derebaşı tesislerinin bulunduğu nokta olduğu, bu kısmın genelde kar ve tipi yüzünden kapalı olduğu ifade edilmiş.
Merak edip o bölgedeki köylerin websitelerine bir bakayım dedim. Yola ''Rusların Kazma Kürek Yolu Derebaşı Virajları (Rus Yolu)'' adı da veriliyor. Çaykara Karaçam (Ogene) Köylüleri bu yolun yakın zamana kadar yaylalarına ulaşım için yegane araç yolu olduğu, bu yamaçta toplam dokuz keskin viraj bulunduğunu söylemiş, ''Yolun en önemli özelliğinin 1917 Rus İhtilâli öncesi Karadeniz Bölgesi'ne kadar ilerleyen Ruslar tarafından ilçe halkına yaptırılmış olması'' bilgisini vermişler (Çünkü Ruslar Trabzon'u işgal etmiş ve Bayburt'a ulaşmak için kendilerine böyle bir yol gerekmiş).
Demek ki neymiş? Yol Rus askerleri tarafından yapılmamış. Rus askerleri bölge halkına yaptırmış!
Köylüler ayrıca buralarda araç kullanmanın her yiğidin harcı olmadığını söylemişler. Öyle ki, yaylaya çıkış sezonunda araçlar buraya geldiğinde, içinde sadece iki kişi kalırmış. Biri şoför diğeri de muavini. Yolcular patika yollardan dağın tepesindeki son viraja kadar yaya giderlermiş.
Yaylaya alternatif yol yapıldığı için bu yol artık çok nadir kullanılıyormuş. Bir zamanlar bu yoldan yaylaya giden araç şoförleri içinde, yolun belirli bir kısmına kadar Kuran-ı Kerim, sonrasında ise kemençe dinletenler bile varmış.
Bazı kısımlarda çökmeler meydana gelse de zeminin kaya olması, asırlık yolu günümüze taşımış. Bölgeye alternatif yol yapılmasına rağmen hâlâ bu yolu tercih edenler var. Yol sahip olduğu tehlikeler kadar da doğal güzelliklere sahip. Virajların her biri farklı bir manzaraya açılıyor çünkü. İrili ufaklı şelaleler, küçük akarsular, dereler, mavi ile yeşilin muhteşem uyumu adeta büyülüyor.
Trabzon ve Bayburt'u birleştiren ilk yol olan D915 Karayolu dar ve keskin virajlarıyla artık ''Dünyanın En Tehlikeli Yolu'' ünvanına sahip. Bu özelliği tescillendi.
Anlamadığım tek şey nedir biliyor musunuz? Benim bu yolun varlığından bugüne kadar haberim yoktu. Okullarda onca yıl dünya kadar tarih ve coğrafya dersi gördük, elimizden o kadar kitap geçti. Neden hiçbirinde bu bölgeden bahsedilmedi?
İlginç gerçekten...
Tüylerim diken diken oldu. İnsan oradan yaya geçmeye bile korkar. Hem haberimiz yokmuş bu yoldan hem de neden onca insan hayatını kaybetmeden bir alternatif üretilmemiş ki? El alem gökdelenlerin tepesinden karayolu geçiriyor biz hala kadercilikle, böyle gelmiş böyle gidercilikle boğuşuyoruz... Sonra da 13 yıllık kemirgenleri başımıza "Adam yol yaptı yol!" diye musallat edip bırakıyorlar. Çok ilginç bir paylaşım. Genel kültürüme ciddi katkıların oluyor, çok teşekkür ederim :)
YanıtlaSilİlk gördüğümde benim de tüylerim diken olmuştu ama alışılıyor sonra. Buraya ait bir videoya rastladım. Üzeri aşırı yükle dolu bir kamyon geçiyor bu yoldan. Yükü saman balyası galiba ve çok yüksek. O balyaların üzerinde 2 kadın oturuyor ve virajlardan dönerken yan yata yata gidiyorlar, inanamazsın! Diyeceğim o ki feci alışmışlar, çok normal. Şu an için alternatif yol var. Ama pek çok kişi yine bu yolu tercih ediyormuş. Kemirgenler bu yolla ilgilendiler mi, alternatif yolu yoksa onlar mı yaptırdı, bak onu bilmiyorum. bir araştırayım :)
Silİlgin için ben teşekkür ederim. Sevgiler...
Günaydınn,yolu görmek bile beni korkuttu,ulu Tengrim benim aklım çıkar o yola girsem :))Rize'nin birdağ köyünde iki yıl öğretmenlik yaptım,çok gezdik her yeri az çok o yolları gördüm ama o ölüm yolunu duymamıştım,kitaplar yazmaz ki,ne kadarını bilmemizi istiyorlarsa o kadarını veriyorlar ,benim de e peki bize bunu niye böyle öğrettiler dediğim o kadar çok şey var kiiii
YanıtlaSilVallahi benim de aklım çıkar, aynen. Yolun bitiminde bir kamyon altın verecekler deseler yine de olmaz! Yabancılar araştırıp soruşturmasalar hiçbirimizin haberi olmayacakmış ki bu yoldan. Ne kadar ironik bir durum.
Sil''Peki bize bunu niye öğrettiler'' denilecek o kadar çok şey var ki. Liste yapsak sayfalar almazz... Kurbağanın açılımı vardı mesela. Bana ne yahu kurbağanın iç organlarından :)
Ö_Ö
YanıtlaSilKemaliye'nin Taş Yolu da heyecanlıdır ama asla bu kadar değil.
Neden bilgimiz olmuyor hakikaten!
Dünyanın ikinci en uzun kanyonu da bizde!
Birbirimizle savaşacağımıza, şu değerleri pazarlasaydık, kalkınmış olurduk şimdiye.
Erzincan/Kemaliye değil mi? Bakın bu yolun adını da ilk sizden duydum. Bir bakayım dedim az önce. Evet, çok enteresan ve heyecanlı bir yola benziyor.Koca koca kayalıklar, kanyonlar, gizemli manzaralar. ancak, burası 8,5 km sürüyormuş.
SilDünyanın 2.Büyük Kanyonu bizdeymiş. Onu da şimdi öğrendim :))
Uşak ili Ulubey ilçesinde Ulubey Kanyonu. Cam terasla da kaplanmış yeni..
Manzarası süper. Ve sanırım ben burayı şehirlerarası bir yolculuk sırasında görmüş ve çok şaşırmıştım.
İnsanları değerlerden ne kadar uzaklaştırmışlar gördüğümüz gibi. İnsanoğlu, paylaşamadığı her ne ise devamlı kavga, dövüş, savaş halinde...
Okul kitaplarında şimdi hiçbirşey yok artık. Biz yine iki bir şey öğrenmişiz.
YanıtlaSilGüzel ülkemizde neler neler var, üstelik de çocukların nasıl ilgisini çekip hemen akıllarında kalır.
Bugün İlber Ortaylı'nın bir tweetini paylaşmıştım. Durumu çok güzel özetliyor:
Sil''Sorguladığınız ya da merak ettiğiniz her şey hakkında kitap okuyun. Sadece ders kitaplarıyla gerçekleri öğrenemezsiniz.''
Eğitim sistemimiz hiç güzel değil maalesef. Keşke Finlandiya'nınkinden örnek alsalar...
İntihar temek isteyen Bolivya'daki o yola gitsin yani o derece:)))Rus yolu hakkındaki bilgiler gerçekten şaşırtıcı, ben de ilk kez öğreniyorum, tarih derslerinde veya coğrafya derslerinde hangi ülkeye ne sattığımızı öğretirler de böyle ilginç bilgileri öğretmezler..kalemine sağlık Zeugma'cığım.
YanıtlaSilRuslar gelip Trabzon'u işgal ediyor ve 105 km'lik bu yolu yöre halkına yaptırıyor. Kim bilir kaç yıl sürmüştür yapımı. Bre gafiller, hiç mi birinizin haberi olmadı onca yıl. Hiç mi görmediniz, duymadınız. Neden bizlerden gizlediniz?! O değil de, madem kitaplarda yok, hocalar neden anlatmadı? Onların da mı haberi yoktu yani? Ne gereksiz bilgiler işlediler bize sahi ya. Tonlarca hem de!
SilTeşekkürler. Senin de okuyan gözlerine sağlık Müjdecim.
Gercekten de ülkemiz hakkinda ögrenebilecegimiz daha neler neler varken....
YanıtlaSilBenim de ilk defa haberim oluyor bu yoldan. Cok ilginc geldi...hatta esime de gösterdim, o da hic duymamis. Ilgiyle okuduk yazini.
Tesekkürler paylasim icin.
Evet, öyle gerçekten sevgili Ayşe. Janderzel sayesinde 2 yeni bilgi daha öğrendim misal.
SilBen de yeni öğrendim bu yolu. dangerousroads.org sağolsun. Biraz araştırma yaptım. Çok ilginç geldiği için paylaştım. Hem sen hem eşinin duymaması çok normal ki. ''Ben biliyorum'' diye gelen hiç olmayacak zaten :)
Öğrenmenize vesile olmama sevindim ve ilgiyle okumanıza :)
Teşekkürler benden...
Yahu nereden buldunuz bunu :)
YanıtlaSilOradan yürüyen adrenalin bağımlısı olur sanırım :)
Bizler değil, yabancılar bulmuş ve mimlemişler :)
SilAlttaki videoda motosikletliler nasıl ama? Adrenalinin dibine vurmuşlardır.
En az bungee jumping kadar heyecanlıdır bence.
Orası yağmalanmadan fotoğraf çekmek nasip olur! İnşallah...
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilIce road truckers diye bir dizi var sanırım hoşuna gider :D
YanıtlaSilBuz üzerinde binbir tehlikeyle yolculuk yapan kamyon şoförleri...
SilBuz tutmuş nehrin üstünden geçerken buzlar kırılıyor ve suya gömülüyorlar, vb...
Şimdi bulup bilgilendim :)
Yok, hoşuma gitmez, gerilim yaratır sadece. Bu yazıyı da ülkemiz bir ünvana sahip olmuş diye yazdım ;)
Tey Allaaaam, hala böyle yerler var ve kullanılıyor demek ha?!
YanıtlaSilHer konuda ilerideyiz gördüğümüz gibi!
Varmış ve biz yeni öğrendik.
SilAlternatif yola rağmen kullanılıyor, evet :)
Cesur yürek çok bizde :)
O kadar önemli bir konuya yer vermişsin ki sayfanda Zeugma'cığım. Biz, ne tam olarak yer-altı ve yer-üstü zenginliklerimizin farkındayız ne de coğrafyamıza hakimiz!. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde gerçekleştirdiğimiz Batı Karadeniz ve Doğu Anadolu gezilerimiz içinde özellikle; Erzincan çevresindeki ilçe ve köyleri keşif amaçlı gezerken, farklı ve kestirme yol olduğunu düşündüğümüz güzergahlar içinde aracımızla yol alırken...(Çayırlı Esence Dağlarında, Spikor Geçidi ve Devekorusu ) Aman Allahım, resmen öldüm öldüm dirildim diyebilirim. Dağların tepelerinde oldukça virajlı ve bozuktu yollar, aşağısı alabildiğine uçurum!. Ne uyarıcı bir bildiri vardı ne de o yollara girmeyin diyen!. aklıma geldikçe dahi tüylerim diken diken oluyor. (Tabi ki yöre halkı genelde bu yollara alışkın, aynı tepkiyi göstermediğimiz de muhakkak)
YanıtlaSilManzaraya elbette diyeceğim yok!. Muhteşemdi, o yolları unutmam mümkün değil. Bu yazını okuduktan sonra 'Derebaşı'nın virajlı yolunu da artık hiç unutmam. Önemli araştırmalarınla bizleri bilgilendirdiğin bu değerli yazı için teşekkürler Zeugmacım. Sevgilerimle, iyi haftalar dilerim.
Biz de Alanya'ya giderken Toroslarda bol virajlı bir kesite gelmiştik, bir orada korktum, bir de Assos'ta limana inilen o uçurumsu dar yolda. Ama hiçbiri Derebaşı'yla aşık atamaz Esinciğim :)) Senin bahsettiğin yerleri hiç duymamışım bak. Bozuk, dar, dik açı kıvamında ve bir tarafı uçurumlu yollar çok korkunç oluyor. Çığlık bile atabiliyorsun ki :)
SilYöre halkı deyince Derebaşı Virajlarındaki o kamyon ve üzerindeki kadınları bulup izlemeni öneririm. İnan onların yerine sen çığlık atacaksın. Yok böyle bir cesaret gerçekten!! Kim bilir belki bir gün siz de görmek ister, karşıdan da olsa bol bol fotoğrafını çekersiniz sayın rehberim :)) Neden olmasın ;)
Detay verdiğin görüşlerin ve katkıların için teşekkürler benden Esinciğim.
Bol keşifli ve keyifli bir hafta sonu diliyorum.
Sevgiyle...