''Kamelyalı Kadın'' deyince aklınıza ne gelir?
Benim aklıma annemin yıllar önce övgüyle bahsettiği bir film gelir. Filmini mi seyretti, kitabını mı okudu tam bilemiyorum aslında. Bildiğim bir şey varsa annemin Kamelyalı Kadın'dan çok etkilendiği ve bu yapıtın yıllar önce onun sayesinde aklıma kazındığı.
''Kamelyalı Kadın'' Alexander Dumas Fils'in yazdığı, 19. yüzyıl Paris'inde geçen, gerçekte yaşanmış tutkulu bir aşkı ''nefes kesen bir dille'' anlatan ve döneme damgasını vuran etkileyici bir roman.
Aşk klasikleri arasında sağlam bir yere oturan romandan uyarlanarak 1936'da çekilmiş ve Oscar'a aday gösterilmiş aynı adlı bir de film var.
Filmde kamelya çiçekleriyle ünlü bir fahişeyi canlandıran Greta Garbo'nun unutulmaz bir performans sergilediğini, romanın 1957 yılında bizde de filme alındığını, hatta Deniz Türkali'nin başrol oynadığı bir müzikal olarak uzun süre sahnelendiğini de öğrenince birkaç gün içinde filmini bulup seyretme isteğiyle doluyum şu an.
Kamelyalı Kadın'ın böyle birdenbire gündemime düşme nedeni ne olabilir? Bu aralar bahar çiçekleriyle fazlasıyla haşır neşir olmam tabii ki. Onca yıl sonra kamelya'nın kendiliğinden karşıma çıkıp beni şaşırtması, geçmişe sürüklemesi, farkındalık duygusunun önemi. Çocukluğumdan beri bir kez olsun merak edip de kamelyanın nasıl bir çiçek olduğunu öğrenmeyişimin şaşkınlığı. Neyse efendim. Mart ayının bitmesine saatler kala Doğa Ana'nın mart etkinliklerine üst sıradan girmesi gereken esaslı iki çiçek daha getirdim:)
Güle çok benzeyen katmerli bir çiçek kamelya. Dallarda ve yapraklarında diken yok.
Pembe, beyaz, kırmızı, mor renklerde olabiliyor. Onunla ilk tanışma an'ım:)
Kamelyalar mart ayı boyunca varlığını sürdüren çiçeklerdenmiş. Gördüğünüz üzere son demlerindeler.
Sararıp yaprak dökmeye başlamışlar. Aynı zamanda güneşte net görüntü vermeyen çiçeklerden...
Gala çiçeği ve beyaz kamelya...
Manolyanın metrelerce uzayabilen parlak yapraklı bir ağaçta yalnızca beyaz renkte açtığını zannetmek
nasıl bir yanılgı halidir sizce? Mor çiçekli manolyanın güzelliğine bakar mısınız?
Bu çiçeği ilk kez geçen yıl görmüş, adını bir türlü öğrenememiştim. Yetişkin bir insan eli büyüklüğündeydiler.
Minik ve seyrek yaprakları olan bir ağaca sonradan takıştırılmış yapay çiçekler zannetmiştim hatta.
İsmini öğreneli on gün kadar oldu. Ve dün bir kez daha görme şansım:)
Dün akşam üzeri kamelyalar, mimoza ve sakura ağaçları, Bodrum papatyaları, mor çiçekli manolyalar ve gala çiçekleriyle kaplı kocaman, muhteşem bir bahçeye konuk oluşumuz günün bonusuydu. Bütün yorgunluğumuz akıp gitti üzerimizden. Bizleri ağırlayan (bu postun yazılmasına da neden olan) güzel aileye sevgiler, saygılar, teşekkürler...
Benim aklıma annemin yıllar önce övgüyle bahsettiği bir film gelir. Filmini mi seyretti, kitabını mı okudu tam bilemiyorum aslında. Bildiğim bir şey varsa annemin Kamelyalı Kadın'dan çok etkilendiği ve bu yapıtın yıllar önce onun sayesinde aklıma kazındığı.
''Kamelyalı Kadın'' Alexander Dumas Fils'in yazdığı, 19. yüzyıl Paris'inde geçen, gerçekte yaşanmış tutkulu bir aşkı ''nefes kesen bir dille'' anlatan ve döneme damgasını vuran etkileyici bir roman.
Aşk klasikleri arasında sağlam bir yere oturan romandan uyarlanarak 1936'da çekilmiş ve Oscar'a aday gösterilmiş aynı adlı bir de film var.
Filmde kamelya çiçekleriyle ünlü bir fahişeyi canlandıran Greta Garbo'nun unutulmaz bir performans sergilediğini, romanın 1957 yılında bizde de filme alındığını, hatta Deniz Türkali'nin başrol oynadığı bir müzikal olarak uzun süre sahnelendiğini de öğrenince birkaç gün içinde filmini bulup seyretme isteğiyle doluyum şu an.
Kamelyalı Kadın'ın böyle birdenbire gündemime düşme nedeni ne olabilir? Bu aralar bahar çiçekleriyle fazlasıyla haşır neşir olmam tabii ki. Onca yıl sonra kamelya'nın kendiliğinden karşıma çıkıp beni şaşırtması, geçmişe sürüklemesi, farkındalık duygusunun önemi. Çocukluğumdan beri bir kez olsun merak edip de kamelyanın nasıl bir çiçek olduğunu öğrenmeyişimin şaşkınlığı. Neyse efendim. Mart ayının bitmesine saatler kala Doğa Ana'nın mart etkinliklerine üst sıradan girmesi gereken esaslı iki çiçek daha getirdim:)
Pembe, beyaz, kırmızı, mor renklerde olabiliyor. Onunla ilk tanışma an'ım:)
Sararıp yaprak dökmeye başlamışlar. Aynı zamanda güneşte net görüntü vermeyen çiçeklerden...
nasıl bir yanılgı halidir sizce? Mor çiçekli manolyanın güzelliğine bakar mısınız?
Minik ve seyrek yaprakları olan bir ağaca sonradan takıştırılmış yapay çiçekler zannetmiştim hatta.
İsmini öğreneli on gün kadar oldu. Ve dün bir kez daha görme şansım:)
Dün akşam üzeri kamelyalar, mimoza ve sakura ağaçları, Bodrum papatyaları, mor çiçekli manolyalar ve gala çiçekleriyle kaplı kocaman, muhteşem bir bahçeye konuk oluşumuz günün bonusuydu. Bütün yorgunluğumuz akıp gitti üzerimizden. Bizleri ağırlayan (bu postun yazılmasına da neden olan) güzel aileye sevgiler, saygılar, teşekkürler...