Yazılarını ve Anadolu insanını tarih, doğa ve kendine has kültür mozaiği içerisinde harmanlayıp adeta bir filmin içine çektiği hikâyelerini okuyanların ismini ''mutlaka çıkarması gereken bir kitap'' ile yan yana getirdiği Taner Koç 1971 Ankara doğumlu.
Balkanlardan göçüp Ankara'ya yerleşmiş Üsküplü bir ailenin çocuğu olan ve 20'li yaşların başına kadar anılarının çoğunu yaşadığı Ankara'dan ayrılıp İstanbul'a yerleşmiş olan yazarı bu süreçte motive eden en büyük destekçileri sevgili eşi ve kızları.
Taner Bey'in kaleminden dökülenleri Türk Edebiyatının ''durum hikâyesi'' temsilcilerinden olan Sait Faik Abasıyanık'ın okurun hayal gücünü de devreye soktuğu tarza çok benzettiğimden bloguna yorum olarak da yazmıştım. Durum hikâyesinin diğer adı ''Çehov tarzı hikâye'' diye de geçiyor. Çünkü tarzın en önemli temsilcisi ünlü Rus yazar Anton Çehov.
Tam bu noktada editörün görüşlerine yer verelim:
''Hepsi sıradan insanlardı. Aramızda yaşadılar. Bazılarının isimleri ve eylemleri unutulmaya mahkum istatistiklerin dünyasına dahi girmişti. Prefabrik Hikâyeler, özgeçmişi düşünüldüğünde yazarının bir adım daha öne çıkışı. İsminden başlayarak her satırında hayatı sorgulayan kitap, almaktan çok vermeye adanmış bir ruhun eseri. Yazar, ilk kitabının gelirini Darüşşafaka Cemiyeti'ne bağışlıyor. Kitap, dürüstçe yazılmış, güçlü insan ve mekân tasvirleri ile hepimizin içinde yaşattığı duyguları açığa çıkaran hikâyeleri bir araya getiriyor. Yaşanmışlıkların kanıtları ile dolu. Harflerin gölgesinde, hem çocuk yaşta gurbette başlayan ağır bir yaşam mücadelesinin yüküne karşı kendi şifa arayışını, hem başkaları için yoğun bir uyarma isteğini sezebiliyoruz. Kitabı okurken, hayalleri yok olmakla kalmayıp, yaşamları da kalıcı olarak paramparça olan, toplumdan yabancılaşan birçoğumuzun hikâyelerini kanlı, canlı, ürpertici bir gerçeklikle anımsayacaksınız. İyiliğin, güzelliğin, adaletin unutulduğu, ölümün kol gezdiği, öte yandan umutların tükenmediği bir coğrafyada, yaşamı her haliyle kucaklayan, farkındalığı besleyen kitap, tüm bu sebeplerle yazarı Taner Koç'u gönlümüzün tam merkezine yerleştiriyor. ''
Kitabın satışının tüm gelirleri Darüşşafaka Cemiyeti'ne bağışlanacaktır.
“Şefkat yuvası'' anlamına gelen Darüşşafaka, günümüzde babası veya annesi hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, yetenekli çocuklarımıza uluslararası standartlarda eğitim fırsatı sunmakta ve düşünen, sorgulayan, özgüvenli, topluma karşı sorumluluklarının bilincinde lider bireyler olarak yetiştirmektedir. Kitabı alarak gençlerimizi nitelikli eğitimle buluşturmak için katkıda bulunmak isterseniz link burada.