2024/06/05

''Çanakkale'de Yapılan İlk Ameliyat'' Tablosu

Çanakkale Savaşı'nın en zorlu dönemlerinde dahi cephe gerisinde yaşam mücadelesi veren askerler için aktif bir şekilde sağlık hizmetleri gerçekleştirilmiş, kurulan hastanelerde hayat kurtarıcı ameliyatlar yapılmıştı. 

Bu önemli döneme ait bir anının resmedilmesi ve günümüze taşınması, ÇOMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Vahid Novruzov'un elleriyle gerçekleşti. 

Çanakkale'nin savaş dönemlerindeki tıbbi pratiklerine ve insanlığa sağlanan hizmetlere bir saygı duruşu niteliği taşıyan ve Çanakkale'de yapılan ilk ameliyatın görüntüsünün yağlı boya ile tuvale aktarıldığı bu devasa eser, çok anlamlı bir biçimde hastane duvarlarını süslüyor. Bu eser, yalnızca bir tablo olarak değil, aynı zamanda o dönemin tıbbi uygulamaları ve insanlık hizmetlerine ışık tutan eşsiz bir belge niteliğinde. 

Birkaç ay önce hastaneye asılmış olan bu tabloyu geçen gün görme fırsatım oldu.

Azerbaycanlı Öğretim Görevlisi Dr. Novruzov tarafından hastaneye bağışlanan bu tarihi tablo aynı zamanda Çanakkale'nin geçmişine olan saygının ve bu mirası gelecek nesillere aktarma çabasının bir ifadesi. Bu çok ulvi bir olay. Kendisine sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. 🙏


*   *   *
 Çanakkale Zaferi bizim için eşsiz bir kahramanlık destanı olduğu kadar aynı zamanda bir ağıttır. Özellikle de 1915'de Tıbbiye'ye kaydolan 1. sınıf öğrencilerinin tamamının Çanakkale'de şehit düşmesi ve bu yüzden Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin 1921 yılında hiç mezun verememiş olması yürekleri dağlar. 😌

1915’ten 2024’e tam 109 yıl geçti aradan. 19 Şubat 1915'te başlayıp 18 Mart 1915'e kadar boğazda gerçekleşen bir dizi deniz operasyonuyla gerçekleşen Deniz Zaferi sonrası savaş bitmemişti. Boğazın donanma yoluyla geçilemeyeceği anlayan müttefikler bu kez 25 Nisan'da 9 ay sürecek bir “Kara Harekâtı” dönemi başlatmıştı. 9 ayın sonunda da başarılı olamayınca Gelibolu'dan çekilme kararı alarak 9 Ocak 1916'da Seddülbahir'i tahliye ettiler. Böylece Çanakkale Cephesi kapanmış oldu. 

Metrekaresine altı bin mermi düşen, havada çarpışan üç merminin birbirinin içinden geçtiği, boğazı kana boyanmış, yamaçlarından oluk oluk kanlar akan bu topraklarda tarihin en şiddetli savaşlarından biri gerçekleşmişti. 9 Ocak 1919 Çanakkale Zaferi ve İtilaf Devletlerinin Gelibolu Yarımadası'nı Tahliyesinin Yıl Dönümü olarak kutlanmaya başladı.

Çanakkale Savaşlarına katılan hekimler göz yaşartan sayısız kahramanlık destanına konu olmuşlardır. Doktor Tarık Nusret’in hüzünlü hikâyesi de onlardan biri. 😥

“Çanakkale Savaşlarındaki hekimler yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyorlardı. Yaralılar ve hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırların önünde ön muayene yapan doktorlar sedye ile gelen hasta ve yaralıların ilk muayenesini yapıyor, yaşama olasılığı olan, ameliyat edilmesi halinde yaşayacağına inandıkları askerlere morfin yapıyordu. 

Hekimler, herkese yetecek morfin olmadığı için duygusal karar vermemek adına yaralıların yüzüne bakmıyor, iyileşme şansı yüksek olanlara morfin yaparak acılarını bir nebze olsun dindirip ameliyata alıyorlardı. 

Doktor Tarık Nusret’in önüne yine yaralı bir asker getirilmişti. Askeri değerlendiren Tarık Nusret, yaralarının ağır olması sebebiyle şehit olacağını öngörerek onu gölgelik bir alana kaldırmalarını söyledi.  Tam bu esnada askerden inilti halinde bir ses duyuldu“Baba, baba!” 

Doktor Tarık Nusret acılar içinde kıvranan askerin öz oğlu olduğunu fark etti. Gözlerinden yaşlar süzülürken onun yine de gölgelik alana kaldırılmasını söyledi. Bir müddet sonra görevini başka bir hekim arkadaşına devredip oğlunun yanına gitti; ama oğlu şehit olmuştu. 

Oğlunun üstündeki örtüyü gözyaşları ile açan Tarık Nusret’in dudaklarından şu sözler döküldü: “Affet oğlum, o senin hakkın değildi.”