21/05/2025

Bir Günün Ardından

Dün saat beşe doğru AVM'ye yani şehrin 2. Kordon bölgesine gitmemiz gerekti. Biraz da havanın tadını çıkararak yürüyüş yapmaktı amaç. İnsanların çoğunluğu kamp sandalyeleri ile gelmiş piknik yapıyorlardı. Yıllar yılı bu kente hizmet vermiş olan Tekel Şarap ve Kanyak Fabrikası bir özelleştirme sonucu kapatılınca belediye bu alanı önce Çocuk Bilim Merkezi yapmak istiyor. Ancak bu, bazı imkânsızlıklar sonucu gerçekleşmeyince bir çevre düzenlemesi ile 276 m2'lik kapalı alana sahip bir kafeterya binası, çay bahçesi, 100 kişilik açık oturma alanı, 145 metrekarelik çocuk oyun alanı ile 110 araçlık otopark ve geniş bir rekreasyon alanı meydana getiriliyor. Fabrika yıkılmış olsa bile bacası adeta bir anıt gibi bu alanın tam ortasında ''Ey Halkım, Unutma Bizi'' dermiş gibi arzı endam ediyor. Bu baca tüterken kim bilir kaç ailenin geçim kapısıydı. Hüzünlü bir tablo görüp etkileniyorum her baktığımda...

Bu bölgedeki kordon şehir merkezindekinden daha tenha. Ah öğrencilik ve parasını ay sonuna kadar yetirebilme gayreti. Seyyar satıcıların öğrencilere kredi kartı imkânı sunması ayrı etkiledi beni.

Geçen yıldan kalan meyvelerden yeni açmış çiçeklere doğru uzanan tablo misali dallardan yayılan doyumsuz kokular anlatılmaz, yaşanır...


En sevdiğim ağaç olan Melia Azedarach ile kaplanmış bu bölge. Yaşam döngüsü olduğu gibi üzerinde gözlemlenebilen bu ağaç da oldukça etkileyici benim için. 

AVM' de en çok etkilendiğim şey ise bu erkek şapkası oldu. 


Yarım günde rahatlıkla örülebilecek şapkanın fiyatına bakar mısınız?

6 yorum:

  1. Şapkanın fiyatı hakikaten uçmuş, rafya ipten örmüşler herhalde. Ben öğrenci iken 15 günde param biterdi:)) gerisi sana yağ yemeği ve çay çorbası olurdu. Hatta son kalan soğanlar yarım ay şeklinde doğranır, pul biber serpilir ve yenirdi. Tek bu zamanlarda lüksümüz ev arkadaşımız olan Gülhan muhasebeci yanında çalışırdı, müşteriler yumurta, tavuk, soğuk hava deposundan da elma getirirlerdi, o da şansımız varsa yokluk zamanına rastlarsa sevinirdik. Nohutlu pilav bile dünyanın parası olmuş inanamadım. Bunları yaşadığım içinde öğrenci bursuna para toplayanlara yardım etmeyi yeğlerim her zaman. Allah Yardımcıları olsun.
    O devasa bacadan bizde de var, bizimki kiremithane bacası oluyor.
    Sevgiler sana.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok, çok moda olan kâğıt ipten örmüşler ama ip gevşeyip açılmış:) Benim de ilk birkaç ay 15 gün zor dayandı param. Çünkü Ankara'daydım ve yeni giysiler almaya bayılıyordum. Ancak, kısa sürede akıllandım. Siz ev tutmuşsunuz. Bu bir şans. Biz yurtta kalıyorduk, çay bile yapamıyorduk kendimize :( Öğrencilere yardım etmek daha sevap bence de. Hem burs mahiyetinde hem evde börek çörek, hele ki aşure yapıldığında onları unutmamak gerek.
      Sizin baca aktif biçimde çalışıyor olmalı. Bu anıt niyetine orada ne yazık :(
      Benden de sana çok sevgiler...

      Sil
  2. Eski fabrika binalarının kültürel mekanlara dönüştürülmesi çok güzel sonuçlar veriyor. Daha da artması dileğiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ancak, bu fabrikanın hikâyesi sıra dışı. Metruk bir bina değilmiş yani. Aktif haldeyken önce özelleştiriliyor, sonra üretim yetersizliği bahanesiyle kapatılıyor, akabinde de yıkılıyor. Binlerce insan işsiz kalıyor

      Eski fabrika binaları için ideal olanı kültürel mekânlara dönüştürülmek gerçekten.

      Sil
  3. Çok güzel ve samimi bir anlatım olmuş, özellikle fabrikanın bacasının anlatımı çok etkileyiciydi. Teşekkürler paylaşım için!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler.O baca merkezi bir noktada, etrafı da üzüm bağlarıyla kaplıymış. Sökmüşler. Şimdi anıtsal bir durumda. Etrafındaki parmaklıklar o zamanlara ait büyük fotoğraflar ve sembolik olarak asma yaprakları ile çevrili. O günleri haykırıyor adeta. Kısacası kendisi çok etkileyici.

      Sil