2015/05/30

Barış Mümkün (PEACE is Possible)

Çanakkale Zaferi bizim için eşsiz bir kahramanlık destanı olduğu kadar aynı zamanda bir ağıt.
1915’ten 2015’e tam bir asır geçmiş aradan. Çanakkale Savaşları'nın 100 yılı bu yıl…

Bir feribot adeta barış elçiliği görevi üstlenmiş, bundan tam 100 yıl önce tarihin en şiddetli savaşlarından birine
sahne olan, farklı ülkelerden yüzbinlerce askerin can verdiği bu coğrafyada seferler yapıyor.

Metrekaresine altı bin mermi düşen, üç merminin havada çarpışıp birbirinin içinden geçtiği,
yamaçlarından oluk oluk kanlar akmış topraklarda diyor ki:

BARIŞ MÜMKÜNDÜR

Görmüş olduğunuz manzaraya dünyanın herhangi bir yerinde rastlamak mümkün mü sizce? İnsan nasıl da duygu selleri içinde kalıyor. Çanakkale-Eceabat arası seferler yapan feribotun rotasına kattığı bu dokunaklı barış mesajını aynı zamanda kıtalararası (Asya-Avrupa, Avrupa-Asya) gerçekleştiriyor olması ne kadar manidar!
Gün boyu kentin her yerinden görülebilen bu duygusal mesaj insanın nasıl da içini titretiyor. Asırlık bir geçmişe dair hüzün düşse de önce yüreğe; sevgi dolu, tertemiz bir dünya ve geleceğe ait pırıl pırıl umutlar nasıl da baskın çıkıyor...

Evet, ''Barışın Sembolü'' olarak adlandırılan bu kentte, dağa, taşa, toprağa, denize, gökyüzüne, kente gelmiş yerli-yabancı tüm turistlere BARIŞ MÜMKÜN mesajı gönderiliyor.

Zaman asla yeni düşmanlıklar oluşturma zamanı değil. Tarihte dostluk ve düşmanlığın birlikte yaşandığı yegane savaş bu değil miydi? Anıtlarımız sembolümüz, acılarımız ortaktı. Birbirini hiç tanımayan yüzbinlerce isimsiz asker bu topraklarda can verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuş, şehitlerimizle koyun koyuna yatmıyorlar mıydı?

Türkiye ve Barış dendiğinde, akla öncelikle Atamız'ın;
Türk Dış Politikası'nın da temelini oluşturan "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" ifadesi gelmekteydi.

Heyy! Sevgi ve barış dolu bir dünyayı kucaklamaya hazır mısın evren?
Bu mesaja herkesin sahip çıkması, daha da önemlisi tüm uluslara örnek olması dileğiyle…

- BARIŞIN KENTİ ÇANAKKALE -

"İnsan mensup olduğu milletin varlığını ve saadetini düşündüğü kadar bütün cihan milletlerinin huzur ve refahını da düşünmeli ve kendi milletinin saadetine ne kadar kıymet veriyorsa bütün dünya milletlerinin saadetine hadim olmaya elinden geldiği kadar çalışmalıdır. Çünkü dünya milletlerinin saadetine de çalışmak diğer bir yoldan kendi huzur ve saadetine çalışmak demektir. Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, vuzuh* ve iyi geçim olmazsa bir millet kendi kendisi için ne yaparsa huzurdan mahrumdur. En uzakta zannettiğimiz bir hadisenin bize bir gün tesir etmeyeceğini bilemeyiz. Bunun için beşeriyetin hepsini bir vücut ve her milleti bunun bir uzvu addetmek icap eder. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün aza müteessir olur."


Mustafa Kemal Atatürk
17 Mart 1937
[Romanya Dışişleri Bakanı İle Yaptığı Görüşmeden]

*vuzuh: Açıklık, netlik