2021/10/02

El Vermek Deyimi

Blog yazma isteğimin hiç olmadığı bir günde blog okumaya çıkmışken La Paragas blogundaki son yazıyı okumak ayrı bir keyifti bugün. Gelenek ve göreneklere sıkı sıkıya bağlı olan babaannenin kış sandığından da bahsediliyordu çünkü. O sandığın içi dolmuş, kış geceleri için serin bir yerde beklemeye alınmıştı.

Rahmetli babaannesinin güz döneminde Elazığ - Tunceli yöresine gidip başta cevizli sucuk olmak üzere pestil, dut kurusu, dut pekmezi gibi ürünler alıp geldiğini, kış akşamları şölen yaşatmak için onları serin bir yerdeki sandıkta sakladığını da öğrendiğim sevgili Buraneros, o sandığı kendisi doldurmuştu.

Babaanne nefis aşureler yapan, sahip olduğu tüm bilgileri ve tecrübelerini kızlarına, torunlarına da aktaran, başka bir deyişle ''el vermiş olan'' becerikli bir Anadolu kadınıydı.

Anadolu kadınının her derde derman olan yaratıcı ruhunu, maharetli ellerinden çıkanları en çok da babaanne ve anneannelerimizden bilmez miyiz? Onlar el verir, nesilden nesile bilgi ve beceri aktarımı sağlarlar. Bayrağı elden ele taşımamıza yardım ederler. Tabii ki içimizde ilgi ve istek varsa. Eğer yoksa vah halimize. Bayrak düşer, tüm gelenek ve görenekler çöp olur. 

Tarhana yoğurmayı, aşure yapmayı, kışlık makarna kesmeyi ilk kendisinde görüp öğrendiğim rahmetli anneannem de bana el vermişti mesela. Hiç yapmamış olsam bile mumbar dolması yapmayı bile öğretmişti. Usta-çırak ilişkisi benzeri bir bağ vardı aramızda... 
Bu bağı sağlamakta çaba sarf eden atalarımız, tüm aile büyüklerimiz nurlar içinde yatsınlar. 🙏🙏🙏

Michelangelo'nun, Vatikan Sarayı'ndaki Sistina Şapeli'nin tavanında bulunan bir fresk olan "Adem'in Yaratılışı" adlı eserini her görüşümde ''el vermek'' deyimi gelir aklıma. Eserde betimlenen; Tanrı'nın ilk insan Adem'e hayat üflemesi olsa da, bir büyüğün genç yaştaki birine bilgi birikimini aktarması gibi gelir. 

''el vermek'' deyiminin TDK sözlüğüne göre anlamları şöyle sıralanmış:
1. yardım etmek.
2. eskimiş tarikatlarda mürşit, bir müride, başkalarına yol gösterme izni vermek.
3. halk hekimliği ile uğraşan kimse bilgilerini bir başkasına öğretmek.
4. kâğıt oyunlarında elde olan veya olmayan sebeplerle oyun üstünlüğünü karşı tarafa bırakmak.

*   *   *
 
Anneannemden ve annemden el alıp az miktarda olsa bile her sene yaptığım tarhanayı bu sene yapmamaya karar vermiştim. Eylül ayı bitmek üzereydi. Artık istesem de yapılmazdı. Havalar çoktan serinlemişti. Fakat içim bir türlü rahat etmiyordu.

Fotoğrafı bugün öğlen çektim. 5 gün önce mayaladığım ve kurumaz korkusuyla bir miktarından deneme yaptığım tarhanalarım gayet güzel kurumasınlar mı? 👏👏


Kısmette bu kışı tarhanasız geçirmemek varmış. Kalan tarhanayı da yarın sabah serip kurutmak kaldı. Zaten 2 kilocuk undan:) Ama içim rahat mı, rahat. Gelenek yerine geldi mi, geldi. 👍😊



Ve Son Aşama 👇👇

Kalanlar da serilip kuruma sürecine girdi, rondodan geçirilip ufalandı. Ufalandıktan sonra tekrar serilip gölgede iyice kurutulduktan sonra da bez torbaya konup serin bir yere kaldırıldı . 

Daha önceki yazılarda bahsettiğim içinde tarhana bulunan ağzı fermuarlı bez torba böyle bir şey (Hiç kullanılmamış, fakat iyice yıkanmış bir yastık kılıfı). Ufalanmış tarhana iyice kuruyana kadar günde birkaç kez alt-üst edilip rahatça kuruması sağlanıyor. Tamamen kendi buluşum. Bu şartlarda tarhana yapmak çok kolay gerçekten. Tavsiye ederim.

VE SON AŞAMA 👇
Üşüdüğünüz anlarda içinizi sıcacık yapan en etkili yol 1 kupa tarhana içmektir:)

*  *  *

MİLFÖY PİDE
Bu yazının bonusu da aşağıdaki milföy pideler olsun o halde. Belki hafta sonu için yapmak istersiniz. İlk kez denediğim için acemiliğime gelse de süper leziz oldular! 

Milföy hamurlarını merdane ile inceltip içine istediğiniz malzemeyi döşüyor ve kenarlarını pide şeklinde kıvırıp uç kısımlarını birleştiriyorsunuz. 200 derecede önceden ısıtılmış fırına attığınız çıtır pideleriniz en fazla 15 dakika içinde hazır.😋

Kalın sağlıkla...